Halk Düşmanı No. 1 - Devlet kıyafeti giymiş ahtapot İvo Sasek

31.01.2024 | www.kla.tv/28046

Ivo Sasek • Doğum. 10.07.1956, Zürih • Evli,11 çocuk, 17 torun Eğitim • Araç tamircisi ve restoran işletmecisi • 4 yıllık İncil okulu eğitimi • 42 yıldır Uluslararası Kutsal Kitap öğretmenliği Eserler; hizmette, tüm dünyada yaklaşık 2000 kayıtlı ders • 9 aile oratoryosu Sasek'in 1983'ten bu yana kurduğu kurulumlardan bazıları • „Obadia“ (Uyuşturucu bağımlıları, akıl hastası kişiler ve alkol bağımlıları için Hıristiyan rehabilitasyon çalışmaları) • OCG (Organic Christ Generation) (Organik uygulamaya vurgu yapan inanç hareketi) • AZK (Sansür Karşıtı Koalisyon) • S&G eldenel gazete • Kla.TV (Güncel dünya olaylarıyla ilgili çeşitli dillerde çok sayıda belgesel) • Elaion Verlag, Gemeindelehrdienst (20'den fazla teolojik ders kitabının ders kitabı, çeşitli broşür ve incelemelerin yazarı) • Panorama Film (3 anıtsal sinema film dahil olmak üzere 9 uzun metrajlı filmin yönetmeni, senaristi ve yapımcısı) • Sasek.TV (çok sayıda şarkı ve müzik prodüksiyonu, müzikaller, 9 aile oratoryosu = aileyle müzik performansları) • I-VO (satır arası tam analiz) (Yeni Ahit'in orijinal Yunanca metninden çeviri çalışması) Ivo Sasek bugün 1 No'lu halk düşmanı - devlet kıyafeti giymiş ahtapot hakkında konuşuyor. Merhaba, her yerde bulunan sevgili dostlar. Orada olduğunuz için teşekkürler! Aramızda bulunmanız tek kelimeyle harika. Bunu sadece şarkılarla değil, kelimelerle de söylüyoruz: Sizi seviyoruz! Bugün yaptığımız her şeyi size olan sevgimizden dolayı yapıyoruz. Sevgi sadece sözlerle değil, eylemlerle de ifade edilir. Tüm ekibizle tekrar teşekkürler. Yalnızca yüzlerce teknisyen ve onlarca sanatçılarımıza değil, ama gördüğünüz bütün insanlar adına. Onlar sanatçı. İnsan sadece sayabilir. "Ancak bugün zaman kazanmalıyız ve doğrudan konuya yönelmeliyiz." Takip etmeye çalış. Bugün çok özel bir gün, çok mutluyum. Bugünün her anını iple çekiyorum. Bugün çok heyecanlı olacak. Sizi temin ederim. Ancak her şeyden önce hepimizi uyanık olmaya davet ediyorum. Şu anda bana hiçbir şey, içinden geçtiğimiz Covid dünya aldatmacasının kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirilmeli ve her başka sornların daha önemli görünmesine izin vermemeliyiz. Bugünün ana teması budur. İçeri sızan sözde dünya yöneticileri (onları son derece suçlular olarak adlandiracağım) eşsiz bir fırsat verdi. Anladın mı? Bu nedenle bana öyle geliyor ki, bazı güncel dünya olayları, bu Covid soykırım çetesinin dünya çapında tutarlı bir şekilde kovuşturulmasından kaçınmamız gereken büyük bir saptırma manevrasından başka bir şey değildir. Bu nedenle diyorum ki, lütfen hiçbir şey ve hiç kimse bizi bir dünya mahkemesinde bu Covid soykırımının temeline inme görevimizden alıkoymasın; ve gerekirse tamamen bağımsız bir Mahkeme. Şu anda olduğu gibi, yeni ortaya çıkan savaşlarla dikkatimizin dağılmasına bile izin vermiyoruz. Bakteriyel saldırılardan ya da biyolojik silah saldırılarından bile değil. Evet, doğal felaketler ya da en iyi ihtimalle aniden ortaya çıkan uzaylılar, hatta fantastik yeni keşifler, kendi kendine yeterliliğin cazibesi ve her türlü şey bile değil. Acilen ihtiyaç duyulan bu yeniden değerlendirmeye tekrar tekrar dönüyoruz. Gördüğünüz gibi, bu 19. AZK ile Açıkça devletin iflası ve yasal iflası sorununa odaklanıyoruz. İlk olarak, size kapsamlı bir genel bakış sunacağım. Daha sonra bunu, bu tür konuların konuyla ilgili olup olmadığını birlikte belirlemek için kullanırız. Sonra da suç şebekelerinin devlet sistemlerimize sızmayı başarması halinde ne yapılması gerektiği sorusu etrafında inceleme yapacağız. Özellikle de adalet de dahil olmak üzere koruyucu kurumlarımıza gizli bir çete sızmışsa. Parlamentolar, medya, yargı vb. devreye girdiğinde nasıl bir yol izlenecek? Artık acil soruşturmalar yürütemeyecek misiniz? Bugünkü uzman konuşmacılarımız da tam olarak bu ve benzeri soruları yanıtlamak üzere sahneye çıkıyorlar. Kendilerine, hepimiz için - hatta tüm dünya için - bu zorluğun üstesinden ellerinden gelen en iyi şekilde geldikleri için şimdiden teşekkür etmek istiyoruz. Onları alkışlayalım, büyük bir alkış. Ama iyi dinle. Bu 19. AZK ile hiçbir şekilde bir darbe hedeflemiyoruz. Ayrıca biz hiçbir şekilde demokrasi düşmanı değiliz. Biz sadece yürürlükteki yasalarımızın ve anayasamızın bu tür durumlarda neyi gerektirdiğini zamanında ve yetkin bir şekilde bilmek istiyoruz. Çünkü böyle bir şey var. Yetim bir ulus, devlet sisteminden haydutları ve teröristleri nasıl yok edebilinir? Bu nasıl oluyor? Ancak şu anda bulunduğumuz durumu analiz ederek başlayacağım ve dikkatimizi bir karşılaştırmaya odaklayacağım. Dikkatli dinle: Satanistlerin Yahudileri koruyucu kalkan olarak kötüye kullanmak için Yahudi gibi görünmeyi ve Yahudi kılığına girmeyi sevmeleri gibi, gizli çete üyeleri de devleti kalkan olarak tutmak için devlet gibi davranmayı seçerler. Dolayısıyla herhangi bir Satanisti ifşa etmeye kalkarsanız, hemen anti-Semitizm ve ırkçılık çığlıkları atacaklardır. Öte yandan, demokrasilerimize diktatörce sızmış olan bu gizli toplum güçlerini ifşa etmeye çalışan herkes, kendileri tarafından derhal demokrasi düşmanı olarak yaftalanmaktadır. Anladın mı? Şimdi siz mason mafyasının devlet içindeki köstebeklerine saldırırsanız, onlar da hemen diye bağırıp çağıracaklar mi? Darbe! Devleti devirmek istiyorlar! Bunu anlıyor musun? Ama burada kimse bir devleti devirmek istemiyor. Ama sadece devleti suçlulardan kurtarmak istiyor. Bu bizim görevimizdir. Devletteki eksiklikler, devleti tasfiye etme niyetiyle değil, sadece eksikliklerini tamamlayarak ve tamamlayarak ele alınmalıdır. Aynı şey demokrasi için de geçerlidir: demokrasideki eksiklikler sadece eleştirilmemeli, şikayet edilmemeli ve hatta üzüntü duyulmamalıdır. Bunun yerine, demokrasinin tam potansiyeline, tam olgunluğuna ulaşabilmesi için demokrasideki eksiklikler tamamlanmalı ve giderilmelidir. İşler böyle yürüyor. Pek çok eksikliğinden dolayı kimsenin demokrasiyi ortadan kaldırmak istemesi hata olur. Çünkü sırf kusurları var diye çocukları ortadan kaldırmıyorsunuz, değil mi? Çocukları, muhteşem yeteneklerini ortaya çıkarmak için tam olgunluklarına ve gelişimlerine kadar desteklenir. İşte böyle yaparsın. Ama malesef görüyoruz ki, bu dünyadaki neredeyse tüm yararlı gelişmelerin önü çoktan kesildi. Bu bir gerçek. Burada gerçekten de bağımsızlığımızın ve kendi kendimize yeterliliğimizin her türüne karşı diken gibi batan küresel olarak aktif çeteler ve düşmanlar var. Ve bu çeteler, hayırsever kılığına girmiş olsalar da, insanlığın gerçek düşmanlarıdır. Bu tür insanları her zaman avını saklandığı yerden yakalayan, ustaca kamufle olmuş bir ahtapota benzetirim. Ve onun hedefi tüm insanlıktan başka bir şey değildir. Ve bu ahtapot sadece kendisi için dünya egemenliği peşinde olduğundan, dokunaçlarını çoktan neredeyse tüm ulusların etrafına sarmış durumda. Ve hayır, ahtapot Yahudiler gibi herhangi bir ırka ya da ABD, Rusya, Çin, Fransa vb. gibi herhangi bir ulus devlete atıfta bulunmamaktadır. Bunların hepsi de ahtapotun kıskacında. Ahtapot, yüzyıllardır ulus devletlerimize kasıtlı olarak sızan ve onları gölgelerden manipüle eden küresel ağa bağlı gizli bir topluluktur. Bizi senkronize medyası aracılığıyla kontrol ediyor. Bunu anlamak zorundasınız. Para ve güç takıntısı olan süper zenginlerin bir kulübüdür. Başka bir deyişle, ahtapot, daha önce birçok filmde gördüğümüz gibi, Yüksek Dereceli Masonluğun dünya çapındaki Satanist ağından oluşuyor. Ve bu gizli çevre, toplumun hemen hemen tüm önemli ağırlık merkezlerine sızmış durumda. Örneğin, ekonomimiz, adalet sistemimiz, siyasetimiz, bilimimiz, tıbbımız, medyamız ve dinimiz; Listelenecek daha çok şey var. Ve görüyorsunuz, günümüzün ve aynı zamanda yakın ve uzak geçmişin gerçekten büyük olaylarının bu ahtapotun hesabına koyabiliriz. Fransız, Rus ve Amerikan devrimlerinden iki dünya savaşına kadar. Merkez bankalarının ve komünizmin eşzamanlı kuruluşundan BM'nin, Uluslararası Adalet Divanı'nın, DSÖ'nün, hatta İsrail'in, NATO'nun, NASA'nın, AB'nin vb. kuruluşuna kadar. Çin'in dünyanın önde gelen gücü haline gelmesi, 11 Eylül saldırıları kadar bu dünya hakimiyeti ahtapotundan da kaynaklanmaktadır. Ve size söylüyorum, burada söylediğim her cümleyi daha sonra aşağıdaki program metninde bağlantılarla, kanıtlarla bulacaksınız. Bunlar teori değil, bunlar kanıt, anlıyor musunuz? Arap Baharı'ndan bazı ikiyüzlü renkli devrimlere, Ukrayna ve İsrail'deki mevcut savaşlara kadar her şey bu ahtapotun eseridir. Özellikle de şimdi İsrail'de. Şimdi size iyi haberim var. Ahtapot her şeye kadir değildir! Çünkü sayılı (ben onlara süper zenginler diyeceğim) güce aç insanlardan ve onların kölelerinden oluşuyor. Ve bu dünya egemenliği tarikatı gücünü yalnızca insanları kandırmaktan alıyor, başka hiçbir şeyden değil. Ve bizim saflığımız ve onların yalanlarına itaat etmemiz onların tek gücüdür. Bunu kabul etmeli ve buna inanmalıyız. Tüm dünyanın sahte bir Covid pandemisi altında boyun eğmesi, bu ahtapotun nasıl çalıştığını en açık şekilde göstermiştir. Hatırlıyor musun? Dokunaçlarından sadece biri olan DSÖ'süyle tüm dünyaya hükmetmiştir ve ona tamamen ve mutlak bir şekilde hükmetmek istemektedir. Ama soruyorum, DSÖ kim ya da ne? Ahtapotun özellikle kalın bir kolu olan Big Pharma'ya emirleri ileten küçük bir grup süper zengin insandan başkası tarafından yönetilmiyor, ben onlara Masonik koltuk fareleri diyeceğim. Ve önde gelen çekirdekten Big Pharma kimdir? Tekrar söylüyorum, dünyayı sayısız aldatmacayla sürekli körleştiren vicdansız egomanyaklardan oluşan yönetilebilir bir küçük kalabalık. Bu nedenle, Big Pharma ve WHO'dan gelen tüm soykırım sürücülerini yakalamak için tek bir büyük hapishanenin yeterli olacağını düşünüyorum. Ve tüm bu küresel kabus hemen sona erebilir. Ve görüyorsunuz, aynı şey tüm ülkelere savaş silahlarını sağlayan ahtapotun dokunaçları için de geçerli. Ah, keşke Rothschild'lerin annesi savaşları nasıl önleyeceğimizi açıkladığında hemen doğru olanı yapsaydık. Hatırlıyor musun? Oğulları 1830 devrimi sırasında bu ahtapotun merkezi beynini çoktan oluşturmuştu. Anneleri Gutle Schnapper o dönemde Frankfurt'taki endişeli komşularını şu sözlerle teskin etti. Dedi ki: "Savaş olmayacak, oğullarım olması için para vermeyecek!" Burada sözlerine anlam verebiliriz. Ve bu noktada, kimsenin Yahudi sorusuyla ortaya çıkmasını gerçekten istemiyorum. Dediğim gibi, sürekli yükselen antisemitizm çığlıkları da bu ahtapotun hedefli ve her şeyden önce kasıtlı bir ürünüdür. Gerçek bir Yahudi suç işlemez. Gerçekten yapmaz. Ama Rothschild'ler acımadan yaparlar. Çünkü yüzyıllardır neredeyse her savaşı finanse etmekle kalmadılar. Aynı zamanda savaşan iki tarafı da finanse ettiler. Ve bu savaş suçları için onlardan hesap sormak istediğiniz anda, hemen ne hakkında çığlık atmaya başlayabilirler? - Antisemitizmden. Nefrete teşvik. Ve böylece masum Yahudileri kendilerine kalkan olarak kullanırlar. İşler böyle yürüyor. Ama ahtapotun ırkla hiçbir alakası yok. Bunu tekrar tekrar vurgulamak istiyorum. Sadece bir suç örgütüyle alakası var. Ukrayna savaşını ve İsrail-Filistin savaşını körükleyen ve finanse eden de odur. « Kla.Tv » ile bunu bir kez daha kanıtladık. İşte bu nedenle, 145 yıl önce kendini Satanist ve 33 dereceli Mason olarak tanımlayan bir kişi tarafından yazılan bu mektup bir kez daha dünyayı dolaşıyor. Albert Pike'tan bahsediyorum, 1891 yılında İlluminati'nin lideri Giuseppe Mazzini'ye, bu devrimci, Luciferian devrimciye mektup yazdı. Bu mektup şu anda tüm dünyayı dolaşıyor. Ve bu mektupta, Şeytani kilisenin kurucusu Pike, saçaklardan kaldırmak istedikleri, tam olarak yönlendirilmiş üç dünya savaşını ilan etti. İlk iki dünya savaşının hedeflerine zaten tam olarak ulaşılmıştır. Bu ülkeyi ateist komünizmin kalesine dönüştürmek için Rusya'da Çar'ın iktidarının Birinci tarafından yıkılması gerekiyordu. İkinci Dünya Savaşı, Nazizmi (yani Nazileri) yok etmek ve siyasi Siyonizmi güçlendirmek için faşistler ve Siyonistler arasındaki farklılıklardan doğmak zorundaydı. Ve dinle (100 yıllık mektup!): İkinci Dünya Savaşı'nın amacı İsrail devletini kurmaktı. Ve sonra bu Satanist üçüncü dünya savaşını ilan ediyor. Üçüncü bir dünya savaşının siyasi Siyonistler ile Filistinliler ya da İslam dünyasının liderleri arasında patlak vermesi gerekecektir. Bu size tanıdık geliyor mu? Ve var olan her şeyin - özellikle de dinlerin - öylesine kapsamlı ve nihilist bir şekilde yok edilmesine yol açacak ki, sonunda Lucifer'in, yani Şeytan'ın saf doktrininin yönetimi altında dünya çapında bir hükümetin ortaya çıkabileceğini yazıyor. Mektubun tamamını aşağıdaki bağlantıda bulabilirsiniz: • https://unwiderlegbarefakt.wixsite.com/wahrheitsiegt/post/ein-brief-von-albert-pike-aus-dem-jahr-1871-enth%C3%BCllt-den-plan-der-illuminaten-f%C3%BCr-den-3-weltkrieg Onlarca yıl önce, onlarca yıldır müzedeydi. Bu yüzden kimse bunun sahte olduğunu söylememeli. Ama şimdi küresel konumlandırmaya gelelim. En son Koronavirüs'ten bu yana, adalet sisteminin artık yangını çıkaranı değil, ama sadece yangını ihbar edenlere karşı dava açıldı. İşte bir karşılaştırma, bir benzetme. Tıp bilimi dünyasından her türlü aydın bu (bir kez diyeceğim) Korona yangını, belirtildi, değil mi? Ancak profesörler ya da doktorlar, avukatlar ya da bağımsız yargıçlar ... Bu özgür aydınlanmacıların birçoğu hemen mahkemelik oldu. Birçoğu olay yerinde tutuklandı, hapsedildi, para cezasına çarptırıldı ve hatta mesleklerinden men edildi. Evet, kısacası itibarları yerle bir oldu. Öte yandan, gerçekten büyük Covid suçluları ve onların en az 100 ülkedeki uşakları hakkında dünya çapında binlerce suç duyurusunda bulunuldu. Covid'in başlamasından kısa bir süre sonra en az 3.000 kişi vardı. Üstelik rapor edilmemiş vaka sayısı da cabası. Yani gerçekte çok daha fazlası vardı. Ancak hepsi boşuna, çünkü şu ana kadar hiçbir adalet sistemi bu gerçek suçluları gerektiği gibi yargılamadı ve cezalandırmadı. Bugün bahsettiğimiz trajedi işte budur. Dünya çapında yapılan çok sayıdaki suç duyurusundan Öne çıkan birkaçını burada bulabilirsiniz. Sadece Almanya'da aşı mağdurlarından aşı üreticilerine karşı 160 suç duyurusu aldık. Örneğin, ihmal sonucu işlenen cinayetler veya Covid aşılamasının başlamasından bu yana istatistiksel olarak kanıtlanmış %8'lik aşırı ölüm oranı nedeniyle. • https://www.tagesschau.de/investigativ/kontraste/corona-impfstoffe-klagen-100.html DSÖ'nün uluslararası sağlık düzenlemelerinde ve DSÖ pandemi anlaşmasında yapılması planlanan değişikliklerle bağlantılı olarak Almanya'nın önde gelen siyasetçileri hakkında da vatana ihanetten suç duyurusunda bulunuldu. • https://www.mwgfd.org/2023/07/strafanzeige-gegen-die-bundesregierung-wegen-hochverrats-am-deutschen-volk Sadece Almanya'da özgürlüğü kısıtlayıcı korona tedbirlerine ilişkin 750avanın yer aldığı bir kaynağıGörebilirsiniz. • https://www.etl-rechtsanwaelte.de/aktuelles/erste-gerichtsentscheidungen-zum-coronavirus Avusturya'da ulusal aşı komitesi hakkında fiziksel güvenliği tehlikeye attığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Ayrıca Federal Şansölye, Şansölye Yardımcısı ve Sağlık Bakanı hakkında da baskı ve görevi kötüye kullanma şüphesiyle dava açılmıştır. • https://www.ots.at/presseaussendung/OTS_20220224_OTS0124/strafanzeige-gegen-bm-mueckstein-und-nationales-impfgremium • https://www.diepresse.com/5928264/strafanzeige-gegen-kurz-und-co-wegen-corona-verordnungen) İsviçre'de Federal Cumhurbaşkanı Alain Berset hakkında Görevi kötüye kullanmaktan dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu biliyoruz. Tıbbi ürünler ve tıbbi cihazlar için ruhsatlandırma ve denetleme kurumu olan Swissmedic'e karşı da suç duyurusunda bulunuldu. Neden? Çünkü tehlikeli koronavirüs deneylerine izin verdiler. SRF'kanalına da koronavirüs ve aşılama ile ilgili eleştirel makaleleri bastırdığı için suç duyurusunda bulunuldu. • https://transition-news.org/wegen-amtsmissbrauch-strafanzeige-gegen-alain-berset • https://www.srf.ch/news/schweiz/folgen-der-covid-impfung-darum-geht-es-bei-der-strafanzeige-gegen-swissmedic • https://weltwoche.ch/daily/strafanzeige-gegen-fuehrungspersonal-der-srg-und-der-serafe-verein-wirft-ueber-50-personen-organisierte-kriminalitaet-vor-es-geht-um-die-berichterstattung-rund-um-covid-19 ABD'de BBC, Washington Post, Associated Press, Reuters, Facebook, Google, Twitter ve Microsoft'a Covid-19 ile ilgili doğru haberlerin özgür medya tarafından bastırılması nedeniyle davalar açıldı. • https://childrenshealthdefense.org/legal_justice/litigation-efforts/#battery-lawsui Başka bir deyişle, suç duyuruları, anayasal şikayetler ve anayasal davalar hala işlenmemiş ve reddedilmiş. Ama bu sadece yüzeyi çizmek. Eski Pfizer Başkan Yardımcısı Dr. Michael Yeadon ve avukat Hannah Rose, Nürnberg Yasalarının sayısız ihlali ve Roma Statüleri (Madde 6, 7, 8, 15, 21 ve 53) kapsamında insanlığa karşı işlenen çeşitli suçlar ve savaş suçları nedeniyle başlıca korona suçluları hakkında iddianame hazırlanması için çeşitli dilekçeler sunmuştur. Makalelere buradan ulaşabilirsiniz. Dava edilen birkaç isimden bahsetmek gerekirse: Bill Gates, Dr. Anthony Fauci, Klaus Schwab, DSÖ Genel Müdürü Tedros Ghebreyesus, Rockefeller Vakfı Başkanı Dr. Rhadiv Shah ve Pfizer CEO'su Albert Bourla; Moderna CEO'su Stephane Bancel'e; AstraZeneca CEO'su Pascal Soriot'a ve elbette Johnson & Johnson CEO'su Alex Gorsky'ye karşı. • https://archive.is/3hYgA#selection-211.0-215.249 • https://correctiv.org/faktencheck/2022/01/13/nein-bill-gates-und-boris-johnson-werden-nicht-vor-dem-internationalen-strafgerichtshof-angeklagt Ama mesele de bu. Tüm bunlar ve sayısız daha fazlası şimdiye kadar yargı tarafından büyük ölçüde görmezden gelindi, ertelendi veya zaten tutuksuz yargılama kararları verildi. Sorun da bu zaten. En azından sinyal etkisi yaratan, yani emsal teşkil eden tek bir davadan haberdar değilim ki gerçekten büyük korona kundakçıları, kurbanlarına tazminat ödemekle yükümlü olmak bir yana, usulüne uygun olarak sorumlu tutulsun, cezalandırılsın. Gördüğünüz gibi, bunun yerine bu katiller, koronavirüs suçlarından elde ettikleri milyarlarca kârla sakince oyalanıyorlar. Şimdi kanıtlanmış, dinlenmiş, kanıtlanmış, rapor edilmiş, ancak ne yazık ki yargı tarafından gerektiği gibi ele alınmamış insanlığa karşı ciddi suçlardan bahsediyorum. Konumuz bu. Ancak bu sorunun gerçek boyutlarının farkına varabilmek için, öncelikle yaşanan birkaç detayı hatırlatmak üzere tekrar yakınlaştırmamız gerektiğini söylüyorum. Sonra da gözünüzün önünde, insanlığa karşı işlenen bu tür çözülmemiş ciddi suçların gerçek boyutlarını geniş fırça hareketleriyle, yani anahtar kelimelerle resmetmeye çalışacağım. Aksi takdirde size herşeyi anlatmam bir hafta sürer ve geçer. 1.yakınlaştırma: İlk zumla birlikte, Covid'in başında bizi maske takmaya zorlayan aynı yetkili ve sorumlu kişilerin, sadece birkaç gün önce kameralar önünde koruyucu maskelerin kesinlikle işe yaramadığını nasıl ifade ettiklerini hatırlıyoruz. Christian Drosten ile başlayalım. Bu, dünya çapındaki maske zorunluluğu başlatan. Röportaj alıntısı: „Bununla durduramazsınız. Bu onu durdurmaz. Bunun hakkında ayrıca konuşabiliriz, ancak teknik veriler maske takmak için iyi değil.“ Tamam, anlaşıldı mı? Komplo teorisi değil! Her zaman bunu iddia edenler için. İşte kamera. Sağlık Bakanı Jens Spahn da 19 Ocak 2020 tarihinde ifade verdi - ne diyor ve neyi onaylıyor: Moderatör: „Bugünlerde gördüğümüz gibi hepimiz yüz maskesi takıyoruz. Biz de aynısını yapmalı mıyız? Hepimiz yüz maskesi takmalı mıyız? Jens Spahn: Hayır, uzmanlara göre bu gerekli değil. Özellikle de virüs muhtemelen alt solunum yollarına da yerleştiği ve bu nedenle sadece nefes yoluyla bulaşması o kadar kolay olmadığı için.“ Evet, harika, değil mi? İşte kanıtınız. Hatta DSÖ, yanlış kullanılması halinde tehlikeli olabileceği için maske takılmaması konusunda uyarıda bulunmuştur. DSÖ muhbiri Dr. Astrid Stückelberger de maskelerin gerçekten de insanlara zarar verdiğinin kesin olarak belgelendiğini defalarca ifade etmiştir. Robert Koch Enstitüsü Başkan Yardımcısı Lars Schaade de bu nedenle günlük yaşamda koruyucu maske takılmasını reddetti. Alman Federal İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsü de maske zorunluluğundan hemen önce FFP2 maskelerinin özel kullanımına karşı uyarıda bulunmuştur. Uzman Prof Braungart bunu şöyle özetliyor: "Ağzımızın ve burnumuzun üzerine çektiğimiz şey aslında tehlikeli atıktır." Ama görüyorsunuz, tüm bu tehlike tanıklıklarından sadece birkaç gün sonra, iktidardaki bir ve aynı kişiler - tüm mantığa rağmen - aniden maske takma zorunluluğunu getirdi ve uyguladı. Ve biliyorsunuz, anlaşılmaz ama açıkça üstün tel çekicilerin ve efendilerin köleleri olarak tam da bu şekilde ifşa edildiler. Bunun farkında mıyız? Sonuç olarak, on binlerce bilgili ve bağımsız insan protesto gösterileri düzenledi. Ancak bu yüksek değerli tanıkların hiçbiri adaleti harekete geçiremedi. Halk sağlığına karşı işlenen bu ilk suç yetmezmiş gibi, zorunlu maske yönetmeliğine paralel olarak maskelerin ambalajları üzerindeki çeşitli zararlı uyarılar da kaldırıldı. Örneğin, zorunlu düzenlemeden önce, bir FFP2 maske uyarısında şöyle yazıyordu: "Virüsler ve enzimler için uygun değildir." Bunu her zaman arka tarafta göreceksiniz. Bununla birlikte, bu maskeler dünyanın her yerinde bize zorla giydirildi. Yargı sessiz kalmıştır. Daha önce mevcut olan tehlike uyarıları Federal İş Güvenliği Koordinasyon Komisyonu'nun (FCOS) kayıtlarından bile çıkarılmıştır EKAS kaldırıldı. Çılgınca, değil mi? Tüm bunlar maske takmaya devam ederken tamamen bilinçli bir şekilde yapıldı. Ve tüm bunlar gerçekten dehşet verici bir dünya dolandırıcılığından başka bir şey değildi. Hukuki açıdan hiçbir işlem görmemiş, eşi benzeri olmayan bir sağlık skandalı. • https://wegleitung.ekas.ch/uebersicht-wegleitung/arbeitsorganisation/arbeitskleidung-psa-persoenliche-schutzausruestungen/atemschutz/ Kaza sigortacısı SUVA daha önce FFP2 maskelerine karşı uyarıda bulunmuştu. Alıntı yapıyorum: "Fan desteği olmadan asla üç saatten uzun süre filtre maskeleriyle çalışmayın." Hala bugün. • https://www.suva.ch/de-ch/praevention/lebenswichtige-regeln-und-bestimmungen/gut-geschuetzt-mit-persoenlicher-schutzausruestung/atemschutzmasken-bei-der-arbeit/utilisation-correcte-des-masques-de-protection-respiratoire#state=%5Banchor-910F69B8-723A-491E-ABDD-174B8CC9D3D5%5D Ancak tüm uyarılara rağmen, dünya çapında insanlığa anlatılamayacak kadar çok zarar verildi. Burada sadece birkaç kaderi yakınlaştırıyoruz, ancak bunlar milyonlarca benzer kaderi temsil ediyor: Örneğin, maske zorunluluğundan kısa bir süre sonra, dünya genelinde çocuklarda konuşma bozukluklarında büyük artışlar rapor edildi. Hasta yönlendirmeleri de neredeyse bir gecede %364 oranında arttı. Bu çalışmaların çoğu, bu patlayıcı artışın maske kullanımıyla doğrudan bağlantılı olduğunu göstermiştir. Artık yığınla çocukta davranış bozuklukları ortaya çıkıyordu. Otizme benzeyenler bile. Bu tamamen gereksiz maske işkencesinin etkileri, dünya çapında intihar girişimlerinde ve başarılı intiharlarda görülen dramatik artışta da kendini göstermiştir. Özellikle de çocuklar ve gençler arasında. İşte size ayrıntıları hatırlatmak için sadece üç rakam. ABD'de zorunlu maske uygulamasının başlamasından kısa bir süre sonra çocuklar arasında intihar girişimlerinde %30'luk bir artış görülmüştür. Zürih'te intihar girişimlerinde %50 artış. İngiltere'de çocuklarda şüpheli psikoz raporlarında %75'lik bir artış olmuştur. Bu sadece yüzeyde keşfettiğiniz şeydir. Anladın mı? Ayrıca burada, dünyanın dört bir yanındaki hasara dikkat çekmek için saatler açıklayabilirsiniz; tabii ki bunlar her zamanki gibi zorla dağıtım yapan medya tarafından kasıtlı olarak bastırılmış ve gerçek ve önemli bilgiler yine sansürlenmiştir. Ne var biliyor musun? Her kim ki tüm halklara verilen ihmalkar zararı örtbas eder, siler, sansürler, ben derim ki o yüksek derecede suç işleyen soykırımcı sürücülerin, soykırımların suç ortağıdır. Bu, zaman aşımına uğramayan bir günahtır. Ama görüyorsun: Milyonlarca çığlık atan çocuk bile adalet sistemini yumuşatamadı. Kısa bir süre sonra milyonlarca aşı kurbanının çığlıkları bile bunu adalet sistemini diz üstü düşüremedi. Adalet sistemi ancak bu aşı katillerinin feryat eden kurbanlarını Avlayabilmek için hemen harekete geçmiştir. Ya da en zararsız doktorlar, avukatlar vs. bu mağdurlar adına bağırdıklarında. Kendilerini davada buldular. Sadece Almanca konuşulan ülkelerde, aralarında tanınmış profesörlerin, hatta yargıçların ve çeşitli korona gösterilerini başlatanların da bulunduğu düzinelerce tutuklama ve dava hatırlıyorum. Ama aynı zamanda restoran sahipleri, bakıcılar, psikologlar, Bazı politikacılar, işlerine gelmeyen gazeteciler, kiliseye gidenler vs. yasal işlemlere ve derhal cezai suçlamalara maruz kaldılar. Elbette, idari suçlara ilişkin raporlar sayılacak gibi değil. Bakın, Temmuz 2021 itibariyle sadece Almanya'da 484.941 ceza davası vardı. Temas kısıtlamalarının veya maskelerin ihlali, cezaların en yaygın nedenleriydi. Bu şekilde, sadece Alman federal eyaletlerinin üçte birinde 39 milyon Avro kısa sürede cebe indirildi. • https://www.rnd.de/politik/hier-wurden-die-meisten-bussgelder-wegen-verstoessen-gegen-die-corona-massnahmen-verhaengt-ZR2FRHEFVJFRBHMJOPERUSFZ4E.html Avusturya'da sadece ilk ayda 1.300'den fazla koronavirüs suçu rapor edilmiştir. Slovenya'da Mayıs 2022 itibariyle 62.000'den fazla idari suç davası açılmış ve toplam 5,7 milyon avro para cezası kesilmiştir. • https://www.oe24.at/coronavirus/aktion-scharf-schon-jetzt-ueber-1300-corona-strafanzeigen/422586119 • https://www.faz.net/aktuell/politik/ausland/corona-strafen-in-slowenien-wegen-verfassungswidrigkeit-erstattet-18875768.html Ve bir kez daha, bunlar sadece bilinen birkaç bakıştı. Diyorum ki, bir de gerçekleri tahmin ederseniz? Aman Tanrım, aman Tanrım. Bir hukuk sitesi şunları yazdı: „Koronavirüs pandemisinin 2020 baharındaki ilk dalgasından bu yana Almanya'da neredeyse sonsuz sayıda mahkeme kararı yayınlandı.“ • https://www.etl-rechtsanwaelte.de/aktuelles/erste-gerichtsentscheidungen-zum-coronavirus Şimdi de toplum içinde ayrımcılığa uğruyorlar. Ve tüm bunlar faillere yönelik değildi, bunu tekrar tekrar vurguluyorum, sadece mağdurlara yönelikti. Ve sadece maske zorunluluğuna ışık tutacak binlerce cezasız ayrıntı daha olabilirdi. Ancak hemen ardından gelen PCR dolandırıcılığını hatırlarsanız, kendinize aynı soruyu tekrar sormak zorunda kalırsınız: Bu bir delilik miydi yoksa iktidardakilerin saçmalıkları mıydı? Sadece cehaletle mi yoksa acı bir hesaplamayla mı hareket ettiler? Christian Drosten, onu daha önce de görmüştünüz, yine 13 Nisan'da tweet attı 2020. Dinleyin, açıkça yazıyor: "Kursun sonuna doğru, PCR bazen olumlu, bazen olumsuzdur. Burada şans da rol oynuyor." Yaşasın, değil mi? Ve tam da bu tesadüf testi nedeniyle sayısız insan derhal hücre hapsine, yani karantinaya gönderildi. Anladın mı? Tüm aileler, gruplar, kulüpler, her restoran, bar veya kulüp sahibi kayıtlı olmak zorundaydı. Ardından, koronavirüs nedeniyle değil, yalnızca koronavirüs politikası, koronavirüs düzenlemeleri nedeniyle başlayan gelgitli iş kaybı dalgasını hatırlıyoruz. Ve bu, hükümetin bize tek bir işin bile kaybedilmeyeceği sözünü vermesinden sadece iki gün sonra gerçekleşti. Her şeyi filme aldık, canlarım. Bu durum, korkan ve bu iş kaybından korkan herkese karşı medya ajitasyonu ile kuşatıldı. Onlara karşı medya ajitasyonu. Bununla birlikte, tüm koronavirüs düzenlemeleri tamamen gereksizdi ancak son derece suç teşkil ediyordu. Ancak rapor edilen hiçbir kanıt yargıyı harekete geçiremedi bile. Bugünkü ortak konumuz budur, sevgili varlıklar. Onu izle. Ve bu yalan söyleme ve halkı aldatma tarzı, darbe üstüne darbe yemeye devam etti. Size hatırlatmak istediğim. Ve küresel ölçekteki sertifika suçları, zorunlu karantina suçları, Her şeyi belgeledik, su geçirmez ve su geçirmez. Ve küresel ölçekteki sertifika suçları, zorunlu karantina suçları, tecrit suçları, vaka sayısındaki bitmek bilmeyen suçlar, bu tarz yalanlar ve popüler sahtekarlıklarla hızla art arda devam etti. İstatistikler, teşhis ve ölüm suçları Siyasi çevrenin, basının, zorla işverenlerin vb. aşıyı eleştirenlere, enjeksiyonu reddedenlere karşı işlenen sayısız suçtan bahsetmiyorum bile. Bütün gün sayabilirim. Ve şimdi kulaklarınızı dikmeniz gerekiyor. Şimdi dinlediğinizde gerçekten sizi kaidenizden düşürüyor. Ve şu anda durum böyle görünüyor: Her geçen gün daha fazla iş dünyası dergisi emeklilik sistemlerimizin çöküşün eşiğinde olduğunu haykırırken, cezasız kalan aşı katili Pfizer AB ile 100 milyar avroluk yeni bir sözleşme imzalamayı başardı bile. 100 milyar! Ve 5,4 milyardan fazla yeni aşı dozu için. Ah, ah, ah, keşke para emeklilik fonuna yatırılabilseydi. Ve bu sözleşmede - şimdi gerçekten zorlaşıyor - ve bu sözleşmede açıkça etkinliğin, yan etkilerin ve uzun vadeli sonuçların bilinmediği belirtiliyor. 100 milyar! Ve bir kez daha yargı, sadece Pfizer'in değil, Spahn, Lauterbach, Anschober, Mückstein, Rauch vb. gibi tüm sağlık bakanlarının da insanlar üzerinde yapılan bu çılgınca deneyler hakkında tam bilgi sahibi olmasını sessizce izliyor. Çünkü şimdi fazla ileri gidiyorlar, değil mi? Bir kez daha, Üye Devletlerdeki tüm sorumlular bu suç geçmişine sahiptir. • https://tkp.at/2023/10/26/ungeschwaerzter-vertrag-eu-pfizer-wirksamkeit-nebenwirkung-und-langzeitfolgen-unbekannt/ Artık hepsi bunu biliyor, anlıyor musun? Ve tekrar: Bu maske dağları süpermarket raflarımızda yeniden birikmeye başladı bile. İşte bu nedenle burada geçmişe bakarak incelediğimiz konu son derece günceldir. Pfizer'in 100 milyarlık yeni dolandırıcılığı ışığında emeklilik sistemlerimizin çöküşüne bakarken, iltica politikamızın meyvelerine karşılaştırmalı olarak bir kez daha göz atalım. Bakın, Almanya'da 40 yıl boyunca çok çalışmış ortalama bir emekli ayda 800 avro alıyor. Avusturya'da aylık 1.200 avro, İsviçre'de 1.500 frank. Eşi ve iki çocuğuyla İsviçre'ye gelen her sığınmacının mevcut ortalama geliri sadece 6.532 frank artı vergi muafiyeti de dahil olmak üzere çok yönlü kaygısız paket. Sığınmacının herhangi bir katkısı olmadan ve ayrıca yargının herhangi bir katkısı olmadan söylüyorum. Sevgililer, içinde yaşadığımız zamanları bir düşünün. Ancak yargı, onlarca yıl önce en kötü spekülatörlerin emeklilik paralarımızın büyük bir bölümünü arkamızdan nasıl kumarda kaybettiklerini, inandırıcı birşekilde açıklayan yüksek rütbeli tanıklar konusunda da sessiz kaldı. • Quelle: Schweizerzeit, 13. Oktober 2023, S. 24 • https://gloria.tv/post/bWJAMtbNyqQP4yW1SxuQrVTzr • https://www.moviepilot.de/movies/dallas-in-switzerland) Ayrıntılı raporu program metninde bulabilirsiniz. Tekrar söylüyorum, konuştuğum her cümleyi kanıtlayabiliriz, tekrarliyorum, kanıtlayabiliriz. Gördüğünüz gibi, bu 20 dakikalık ayrıntılı gözlemle bile, bu devasa sahtekarlık dağının sadece en dıştaki ucunu çizdik. Üç partisinden ikisinin sonucunda milyonlarca insana ciddi zarar veren ve yüz binlercesini öldüren mRNA enjeksiyonunun kendisiyle bağlantılı sayısız ciddi suç hakkında tek kelime edilmemiştir. Ve her zaman sadece kriz den kaynaklanan kârlarınıartırmak ve devlet kılığındaki ahtapotun gücünü genişletmekle ilgiliydi. O bir numaralı halk düşmanı, sevgili dostlar. Bu nedenle, aynı şekilde kanıtlanmış, her zaman vurguluyorum, kanıtlanmış ve rapor edilmiş, ayrıca rapor edilmiş, insanlığa karşı ciddi suçluları sadece kısaca hatırlatabilirim. Ve hepsinden önemlisi, yargının bugüne kadar sadece devlet kılığındaki ahtapotu koruduğunu ve savunduğunu bilmelisiniz. Şimdi örnekler. Yargı, „Impffriedhof“ adlı referans kitabının yayınlandığı 1912 yılına da sessiz kalmıştır. • https://webdrive.elaion.ch/public/3c1b51e4a4e Görüntü kanıtlarıyla ayrıntılı olarak açıklanan 36.000 aşı yaralanmasına rağmen. Gördüğünüzde kusasınız geliyor. Yargı, Covid'den önce bu tür her dolandırıcılığa karşı sessiz kalmıştır. SARS'ı, kuş gribini, domuz gribini, mavi dili, Ebola'yı, AIDS'i, Zika'yı, maymun çiçeğini hatırlıyorum. • www.kla.tv/17877 • www.kla.tv/4456 • www.kla.tv/17053 • www.kla.tv/4543 • www.kla.tv/7748 • www.kla.tv/18264 • www.kla.tv/22754 Aynı dolandırıcılıklar her yerde yaşandı. Bebeklerde altı yönlü aşılamanın neden olduğu milyonlarca hasar vakası karşısında sessiz kalmıştır. Otizme rağmen, bebek ölümlerine rağmen, otoimmün hastalıklara rağmen. • www.kla.tv/14793 • www.kla.tv/25809 Ve sadece bebekler için değil. Ayrıca BioNTech-Pfizer tarafından yapılan sahte çalışmalar ya da yetişkinlerle • www.kla.tv/26382 • www.kla.tv/20028 • www.kla.tv/24435 • www.kla.tv/21653 • www.kla.tv/17628 ve tercihen kürtajla alınan embriyolarla yapılan organ ticareti konusunda da sessiz kalmıştır. • www.kla.tv/3592 • www.kla.tv/23007 İşte bastırma kuvvetine neden bu kadar ihtiyaç duyulduğunun anahtarı. Petrol kıtlığı yalanları konusunda sessiz kalmıştır. • www.kla.tv/5885 • www.kla.tv/26994 • www.kla.tv/24178 • www.kla.tv/25705 Aynı durum, 11 Eylül gibi kanıtlanmış tüm sahte bayrak terör saldırıları için de geçerlidir. • www.kla.tv/13599 • www.kla.tv/3855 • https://nuoflix.de/unter-falscher-flagge Yargı, Arap Baharı dolandırıcılığı boyunca sessiz kalmıştır. Kısmen sahte renkli devrimler ve Ukrayna'daki darbe üzerine. • www.kla.tv/10715 • www.kla.tv/10431 • www.kla.tv/4221 Aynı durum, kanıtlanmış (CO2) karbon dioksit yalanına dayanan küresel baskın için de geçerlidir. • www.kla.tv/7296 • www.kla.tv/27276 Her şey bunun saçmalık olduğunu kanıtladı. Yargı, insan kaynaklı iklim değişikliği yalanı konusunda da inatla sessiz kalmaktadır. Hollanda'da bu yüzden ineklerinizi elinizden alıyorlar. İşte insanlar bu kadar aptallaşmış durumda. Ayrıca, tüm korkutmalar ve CO2 vergisi soygunları konusunda da sessiz kalmıştır. • www.kla.tv/17959 • www.kla.tv/13061 Yargı bugüne kadar sadece ahtapotun üstünü örtmüştür. Her zaman. Hem zorlayıcı erken cinsellik ve internette korunmasız pornografi hem de toplumsal cinsiyet ideolojisi yoluyla zorlayıcı yeniden eğitim. • www.kla.tv/7445 • www.kla.tv/26670 • www.kla.tv/14333 • www.kla.tv/24524 Ölümcül jeomühendislik, chemtrails • www.kla.tv/23225 • www.kla.tv/23476 ve açıklanan tüm deprem ve hava silahları kullanımı konusunda sessiz kalmaktadır. Haiti ve Türkiye buradan selamlarını gönderiyor. • www.kla.tv/19334 • www.kla.tv/4471 • www.kla.tv/25301 • www.kla.tv/11782 Ama aynı zamanda genetik mühendisliği ve dekompozisyonlanan hibrit tohum yönetmeliklerine de. • www.kla.tv/18056 • www.kla.tv/23292 • www.kla.tv/10751 • www.kla.tv/13061 Dünya çapında tanık olunan ritüel şiddet ve çocuk kurban etme ile çocuk kaçırma olaylarına sessiz kalmaktadır. Evet, bir bütün olarak katil Satanizm'e. • www.kla.tv/9195 • www.kla.tv/25367 • www.kla.tv/24000 • www.kla.tv/26810 • www.kla.tv/26823 Anayasaya aykırı siyasi-ilaç-medya-dosyaları konusunda sessiz kalmaktadır. DSÖ, WEF ve benzeri kuruluşlarda yaygın olarak yapıldığı gibi. • www.kla.tv/21620 • www.kla.tv/17312 • www.kla.tv/23456 • www.kla.tv/25365 • www.kla.tv/26713 Tabii ki bunlar arasında gerçekten gün ışığına çıkan tüm sahtekârlıklar da yer almaktadır. NASA yalanları, aya iniş yalanları, • www.kla.tv/8628 • www.kla.tv/14595 • www.kla.tv/27238 hepsi kasıtlı olarak manipüle edilen finansal krizler. • www.kla.tv/14016 • www.kla.tv/15445 Arkada tüm veriler var mı. Avrupa'yı istikrarsızlaştırmayı ve tüm ulusal kimliklerin hedefli bir şekilde yok edilmesini amaçlayan sığınmacılarla yürütülen hibrid savaşa karşı sessiz kalmaktadır. • www.kla.tv/15969 • www.kla.tv/6603 • www.kla.tv/7393 • www.kla.tv/7397 • www.kla.tv/6526 Cep telefonları, Wi-Fi ve 5G'nin insanlara, ağaçlara, hayvanlara ve arılara verdiği zararı kanıtlayan binlerce çalışma karşısında sessiz kalmaktadır. • www.kla.tv/15518 • www.kla.tv/14243 • www.kla.tv/14425 • www.kla.tv/10545 • www.kla.tv/Dr.BarrieTrower • www.kla.tv/4774 Yargı, ahtapotun savaş yalanları ve savaş suçları da dahil olmak üzere tüm eylemlerine karşı sessiz kalmaktadır. Listenin tamamını aşağıda görebilirsiniz: o 1979 Afghanistan (CIA) o 1980 El Salvador (CIA) o 1986 Haiti (CIA) o 1987 Libanon o 1990 2. Golfkrieg o 1991 1. Irakkrieg o 1992 Somalia o 1995 Bosnien o 1999 Kosovo o 2001 Afghanistan o 2003 2. Irakkrieg o 2011 Libyen o 2013 Syrien o 2014 Ukraine • www.kla.tv/14852 • www.kla.tv/9869 • www.kla.tv/10276 • www.kla.tv/2389 • www.kla.tv/10195 • www.kla.tv/12846 Tüm bunlar, aynı suçluların tekrar tekrar iş başında olduğu kanıtlanan yalan savaşlarıydı. Boş zamanlarınızda, evinizde izleyebilirsiniz. Hatta suç teşkil eden biyolojik silah geliştirmelerine bile izin vermektedir. • www.kla.tv/26554 • www.kla.tv/26739 Sadece ahtapotun kurbanlarını takip edildi, ama asla 1 numaralı düşman olan devlet kıyafetli ahtapotun peşine düşmediler. Wikileaks'in de kanıtladığı gibi totaliter gözetleme çılgınlığına rağmen. • www.kla.tv/23468 • www.kla.tv/17862 Hayır, yangını fark eden ve ihbar eden kişi hakkında dava açarsınız. Adalet, serbest enerji veya yüksek kaliteli şifa yöntemleri ile ilgili olsun, patent hırsızlığı konusunda da sessizdir. • www.kla.tv/11354 • www.kla.tv/14192 • www.kla.tv/21825 Evet, hatta geniş çapta kanıtlanmış nüfus azaltma ve benzeri konuları da kapsamaktadır. • www.kla.tv/5872 • www.kla.tv/26028 • www.kla.tv/27094 • www.kla.tv/14626 Sadece listeleyip görebilirsiniz, şimdi birlikte daha yüksek bir vitese geçmeliyiz. Tamam mı? Tüm bunları gördüğümüzde, yıkılıyorsunuz. Bu doğru mu? Tek kelimeyle güçsüzüz. İşte yerdeyiz. Bayılmak ve "Mümkün değil!" demek. Ve görüyorsunuz, tüm bu süper güçler karşısında, bunların üstesinden gelmek için insanüstü bir güç gerekiyor. Benim ilahi izin dediğim şeye ihtiyacı var. İşte bu yüzden bir kez daha her şeyi olduğu gibi anlatıyorum ve bundan utanmıyorum. Bunu söyleyebildiğim ve kanıtlayabildiğim için gurur duyuyorum. Ben de diyorum ki: Tanrı olmadan bu iş yürümez! Ben de diyorum ki. Ve şimdi kilise tarafından gölgelendikleri için bu terimle ilişki uramayan herkese soruyorum: Lütfen şimdi buralarda takılmayın! Çünkü şimdi sizi temin ederim ki işler gerçekten ilginç bir hal alıyor. Şimdi düzgünce kulaklarınızıaçın ve size söyleyeceklerimi dinleyin. Kendi yaşamlarımızda ve hepimiz için işlevsel ilahi güce ulaşmada vazgeçilmez bir faktör vardır. Peki bu faktörün ne olduğunu, ne dendiğini biliyor musunuz? Şu anda morali bozuk olan herkes için. İlahi güce ulaşma faktörüne zayıflık denir. Zayıflık bu cennetin altındaki en büyük gizemdir. Başka bir deyişle, kendinizi ne kadar zayıf ve zavallı hissederseniz, Tanrı'nın etkin gücüne nüfuz etmeniz o kadar kolay olur; şimdi size kendi yaşamımdan, yaşamlarımızdan gerçekten bariz birkaç örnek vereceğim. Burada sahadan konuşuyorum, anlıyor musunuz? Bunlar artık teori değil. Bunu hikâyemde göreceksiniz. Ancak peşinen söylemeliyim ki, Tanrı'nın güçlerini almak bir kibrit almak gibidir. Bu bir benzetmedir. Her çocuk, kibritin başının baştan aşağı kuru olması gerektiğini, aksi takdirde tutuşmayacağını bilir. Mecazi anlamda konuşmak gerekirse, içinizdeki Tanrı'nın gücünü ateşlemek için sizin de kendi gücünüzle tamamen kurumuş olmanız gerekir. Kıssa budur, yasaya göre işler böyle yürür. Ama hâlâ kendi ıslak gücünüzle yaşadığınız sürece hiçbir şey işe yaramayacaktır. Tanrı'nın gücünü asla bilemeyeceksiniz. Sonunda Tanrımızın gerçekte kim olduğunu yeniden öğrenmeliyiz. Ve her şeyi olduğu gibi anlatıyorum. O bir savaş tanrısıdır, tüm kötülüklerin, özellikle de kötü dünya güçlerinin üstesinden gelen bir tanrıdır, bir savaş tanrısıdır, ancak geleneksel silahlarla değil. Bu konuşmada bunu çok iyi anlamış olmalısınız. Onun güçleri bizim yaratıcı, sinerjik ifademizle, bizim ağzımızla, sizin ağzınızla ve benim ağzımla gerçekleşir. Tanrı'nın gücüne iman ederek konuştuğumuzda konuştuğumuz şeyi ekeriz. Olacak olanı olduğu gibi ekersiniz. Sonra bir çiftçi gibi güvenle seslenirsiniz... her şeyi - yere bırakın, dinlensin, çiftçinin tohumu toprağa atıp dinlenmesi gibi. O zaman sadece inançla yetinirsiniz. Bu egzersizleri bugün hâlâ birlikte yapıyoruz. Şimdi size önce teoriyi açıklamam gerekiyor. Ve ben de diyorum ki, eğer şimdiye kadar pasif kaldıysanız, lütfen aktif bir şekilde salıvermek için mücadele edin. Sizden ricam bu. Ve eğer gerginseniz, ilahi olarak telaffuz etmeyi ve istediğiniz değişikliği telaffuz ettikten sonra ilahi olarak dinlenmeyi öğrenin. Söz verdiğimiz gibi, bugünün sonunda birlikte bir egzersiz yapalım. Gördüğünüz gibi, Tanrı'yı yeniden tanımamız gerekiyor. O'na güvenmeyi öğrenmeliyiz. Tanrı'nın kiliseyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuda benden yeterince şey öğreneceksiniz. Çünkü O, güçlerinin bizden geçerek değil, bizim aracılığımızla işlemesine izin verir. Başka bir deyişle, kendi içlerinde tamamen güçsüz olanlar tarafından. Ne kadar güçsüz, o kadar iyi. Bayıldın mı? Bunu yüksek sesle ve tüm kalbinizle itiraf etmekten çekinmeyin. Bu bizim fırsatımız, düşüşümüz değil. Bu mükemmel bir sırdır. Güçsüz olmalıyız. Ve sonra size Tanrı'yla nasıl bağlantı kuracağınızı göstereceğim. Kendinizi güçsüz hissediyorsanız, iman asasını, gücünüzün asasını kaldırırken bana katılın. Ve tam olarak nasıl çalıştığını açıklamamı dinleyin. Ve şimdi gerçekten sadece onlarca yıllık deneyimden ve tamamen su geçirmez bir uygulamadan bahsediyorum. Ve eğer sonunda bana inanmazsanız, bana bir mektup yazabilirsiniz. Eğer söyleyeceklerimin doğru olduğunu size kanıtlayamazsam, işte başlıyoruz. Mutlaka sonuna kadar devam edin. Elbette herkes istediğini yapma özgürlüğüne sahiptir. Artık sen de takılabilirsin. Ya da doğru olduğunu düşündüğü şeyi. İnsanların isterlerse kendi tanrılarını yaratmalarına da izin verilir. Ama size yardımcı olmazlar, özellikle de bu günlerde. Bunu garanti ederim. Ama şimdi benim hikayeme gelelim. Muhtemelen bildiğiniz gibi, uzun yıllardır Yeni Ahit'in tam bir satır arası analizini yapıyorum. Neden? Çünkü elbette ahtapot, antik Yunan temel metninin orijinal uygulamalarını da sansürlemiştir. Anladın mı? Tüm internet dünyası yeniden sansürlendi. Ancak ilk Hıristiyanlar hala sansürsüz uygulamayı bildikleri için, o dönemde Roma dünya imparatorluğuna çoktan sızmış ve hakim olmuş olan ahtapota tabiri caizse ölümcül bir darbe indirdiler. Bu ahtapotun başı, bugün bir kez daha tüm dünyayı saran aynı Şeytani tarikat tarafından o zamanlar yerleştirilmişti. O zamanlar bile kafa buydu. Ne yazık ki ahtapot o zamanlar sadece ölü taklidi yapıyordu. Öldüğü sanılıyordu ama ölmemişti. Sadece yeraltına inmiş, orada gizli toplum yapıları içinde kendini yeniden örgütlemiş ve daha sonra 14. ve 15. yüzyıllarda yeniden dirilmiştir ki bu tarihsel olarak Rönesans ya da yeniden doğuş olarak bilinir. Yeni Ahit'in orijinal metinleri neredeyse her sayfada yüce Tanrı'nın bir kişi olarak içimizde yaşadığını ve bizim aracılığımızla bu şeytani ahtapotla hesaplaşmak için beklediğini açıkça ortaya koymaktadır. Ya da daha doğrusu - şimdi daha da bariz hale geliyor! - ki Tanrı'nın gücü ve rehberliği altında bu ahtapotla hesaplaşana kadar. Bunu iyi anladınız mı? Böylece Tanrı'nın tüm doluluğu potansiyel olarak sizde, bende, hepimizde yaşar. Kim olursak olalım, nereden gelirsek gelelim, nerede, evet, hangi kültürden, ne olursa olsun. Ancak bu devasa potansiyel, onu inançla kullanmadığımız ve pratikte uygulamadığımız sürece hiçbir işimize yaramayacaktır. Ne yazık ki burada geçirdiğim bir saat içerisinde bu konuyu gerekli derinlikte ele alamayacağım. Bununla birlikte, konuyla ilgili 20'den fazla uzmanlık kitabı yazdım ve bunların hepsini fiziksel olarak edinebilir ya da Elaion yayınevimizden ücretsiz olarak indirebilirsiniz. Ayrıca konuyla ilgili ücretsiz olarak edinebileceğiniz veya indirebileceğiniz yüzlerce özel sunum bulunmaktadır. Ama ben diyorum ki, eğer benden duyacaklarınızı uygularsak, birlikte ağ oluşturduğumuzda, Tanrı'nın tüm güç ve yeteneklerini taşıyan canlı bir organizma oluştururuz. Bu ilahi organizmadaki her hücre ve her organ, birbirini tamamlayan ve bütünleyen farklı yeteneklere sahiptir. Ve böylece, akıl almaz ilahi mükemmellikler sürekli olarak birlikte akar. Ve ne zaman bu sırla pratik olarak tanışmak isterseniz, ne zaman bu bariz organizmada canlı bir organ olmak için kendinizi aktive etmek isterseniz, bize sadece adresinizi gönderebilirsiniz ve değerli insanlarımız hemen sizinle temasa geçecek ve sizi ücretsiz olarak organizmaya hazır hale getireceklerdir. İddia ettiğiniz gibi bunun dini bir yanı olmadığını garanti ederim. Hiçbir şey. Ancak şu an için, dediğim gibi, Tanrı'nın bu gücünün benim hayatımda ve buradaki hayatlarımızda nasıl gerçekleştiğini ve giderek daha güçlü bir şekilde gerçekleştiğini göstermek ve kanıtlamak için size çok bariz birkaç pratik örnek vereceğim. Şimdi benim hikayem: Yeni Ahit'in orijinal metinlerindeki sırrı keşfettiğim ve bunu şifalar, işaretler ve mucizeler aracılığıyla ifade ettiğim andan itibaren, kelimenin tam anlamıyla tüm cehennem bana karşı açıldı. Kızgınlık, panik ve kıskançlık karışımının etkisiyle, o sırada İncil okulunun ve Zürih'teki yerel kilisemin liderlerinin etrafımda oturduğu bir sorguya çağrıldım; 1980 ya da onun gibi bir şeydi. Yeni bulduğum içgörüleri ve gücü kazanmama yardımcı olan tüm insanlardan derhal vazgeçmeliydim. Aksi takdirde okuldan ayrılmak zorunda kalacaktım, tehdit buydu. Ve bu uzun sorgulamanın sonunda, Tanrı'yı ve insanları böyle bir hainlik yapamayacak kadar çok sevdiğimi vurguladım. Bu insanlardan, hepimizin Tanrı'da ayrılmaz bir organizma oluşturduğumuzu ve bu nedenle kendimi hiçbir şekilde herhangi bir insandan, bu cennetin altındaki herhangi bir ruhsal armağandan veya güçten muaf tutamayacağımı düşünmelerini istedim. Bu kesin ifadeden sonra, ilk olarak şartlı tahliye edildim ve gözetim altına alındım. Sadece bir şeytanın ve onun kötü ruhlarının var olduğunu ve gece gündüz insanları birbirlerine karşı kışkırttıklarını bilmelisiniz. Elbette bu kozmokratlar, insanlarda hadım ettiği orijinal güç ve yeteneklerimize geri dönmemizden hiç hoşlanmazlar. Anladınız mı? Çünkü yazılıdır ki, biz etten ve kandan insanlar, kararlaştırılmış bir savaştan sonra, O'nun yukarıdan kararlaştırılmış savaşından sonra, Tanrı'nın gücü ve yetkisiyle beden almış şeytanın, eski yılanın bile başını ezeceğiz. Bu şekilde yazılmıştır. Böylece bu şeytan bana karşı oracıkta devasa bir takip başlattı. Ve şimdi bunun neye benzediğini görebilirsiniz. Her şey 1980 yılında benim de zorunlu bir aşıyı reddetmemle başladı. Çünkü içimde yeni keşfettiğim Tanrı'nın gücü ve çocukluğumda aşılara karşı gösterdiğim alerjik reaksiyon onları kabul etmeme izin vermiyordu. Onları reddettim. Ama öte yandan, genç bir İncil öğrencisi olarak Afrika'ya yapılacak misyon gezisini kaçırmak istemiyordum, bu yüzden öğrenci arkadaşım olan aşı hemşiresiyle bir uzlaşmaya vardım. Bana gerekli olan üç aşıdan sadece birini, gerçekten zorunlu olanı yapacağına söz verdi. Esther Pellegrini ama Bu, daha sonra beni kandıran ve üç aşıyı da gizlice tek bir şırıngaya dolduran aşıcının adıydı. Ve bu aşıdan birkaç dakika sonra inanılmaz acılar içinde yerde yatıyordum, kramplarım vardı, çığlık atıyordum ve bir matkap gibi bir aşağı bir yukarı zıplayıp duruyordum. Bunu burada yaptığım kadar çabuk yapamam. Tüm vücudum - tatatata - böyleydi. Sadece birkaç gün önce Tanrı'nın kalıcı gücünün sırrına inisiye ettiğim İncil öğrencisi tarafından bulunmasaydım muhtemelen oracıkta ölmüş olacaktım. Kendini üzerime attı, ellerini üzerime koydu ve Yüce Tanrı adına bana iyileşmemi emretti. Diğer İncil öğrencileri de bana katılınca, Tanrı'nın gücü beni yeniden ayağa kaldırdı. Yine de hayatım o saatten sonra bir daha asla eskisi gibi olmadı. O andan itibaren, birkaç on yıl boyunca, her gece şiddetli öksürük nöbetlerinden muzdarip oldum. Bu iğneden sonra bağışıklık sistemim tamamen çökmüştü. Esther Pellegrini nöbet geçirdiğimi öğrendiğinde hemen gizlice bana geldi ve bu korkunç kabahatinden dolayı kendisini affetmem ve yaptıklarını kimseye söylememem için bana adeta yalvardı, çünkü hemşire olarak çalışma lisansını anında kaybedecekti. Bu yüzden sessiz kaldım ve 43 yılı aşkın bir süredir ilk kez konuştuğum bu ana kadar onun adını gizledim. Esther bugün muhtemelen emekli olduğu için artık kariyeri için endişelenmesine gerek yok. Ancak şeytan bu eylemi, bu aşı saldırısını, okulda ve her yerdeki Hıristiyan opluluklarında ciddi bir iftirayı yaymak için tekrar bana karşı kullandı. Beni şeytanlar tarafından ele geçirilmiş, yerde takırdarken bulabilirlerdi. Esther bu konuda sessiz kaldı. Beni gerçeklerle savunacak gücü kendinde bulamadı. Bende ortaya çıkan mucizevi güçlerin de şeytandan geldiğine dair zaten dolaşımda olan korkuyla birlikte, o zaman sadece İncil okulundan ve tüm Yeni Yaşam kiliselerinden yasaklanmakla kalmadım. Kelimenin tam anlamıyla bir yangına neden oldu ve tüm Avrupa'da, tüm özgür kiliselerde, devlet kiliselerinde, halen yaşadığım köyün tamamında bir iftira ve zulüm dalgasını tetikledi. Her taraftan nefret ediliyor ve reddediliyordum. Ve iğrenç bir söylenti, diğerinin üzerine yalancı bir şekilde inşa edildi. Tabii ki, birikimlerimi bu misyona bağışladıktan sonra, gerçekten kaybedilebilecek diğer her şeyi kaybettim. Her şeyi, evet. Daha sonra, tüm direnişlere rağmen genç ailemi kurduktan ve uyuşturucu bağımlıları ve akıl sağlığı hastaları için ilk rehabilitasyon merkezimi kurduktan sonra, 1999 yılında Tanrı'nın içimizdeki yaşayan gücüne dair bu harika mesajı duyurmak için ailemle birlikte şarkı söyleyerek ülkeyi dolaştım. Sonra devam etti ama hiç durmayan iftira dalgası bir anda ana akım medyaya sıçradı. Uzun lafın kısası: 24 yılı aşkın bir süredir, Almanca konuşulan tüm dünyada akla gelebilecek en büyük basın, radyo ve televizyon kuruluşlarının öncülüğünde, her taraftan sayısız ve sürekli artan medya saldırıları olmadan bir yıl bile geçmedi. Toplam 578 farklı medya kuruluşu beni bombardımana tuttu - bu sadece duyduklarımız. Ben konuşurken sıra yine iki kişiye geldi. 578 farklı medya kuruluşu beni bombardımana tuttu, bu yüzden en az 723 büyük medya saldırısına karşı koymak zorunda kaldım. Her şey kişisel olarak, benim adımla, bana karşı. Dahası, her bir saldırı çok çeşitli medya organlarında eş zamanlı olarak duyuruldu, bu da olası bir gözden geçirmenin mümkün olmadığı anlamına geliyordu. Ve her biriyle birlikte, iftira niteliğindeki yalanlar katlanarak arttı; kışkırtıcı ulusları tek bir yalanlamayla bile yatıştırma fırsatım olmadı. Bunlar, her yasaya ve her hakka aykırı olarak sürekli reddedildi. Ve kışkırtıcıların nefreti giderek OCG'ye karşı dönmeye başladı. Uluslararası direniş o kadar büyüdü ki, her türlü kilise ve cemaat önceden bana karşı konumlanmadan ve halkı varışım konusunda uyarmadan, herhangi bir yerde veya ülkede bir aile oratoryosu icra etmem neredeyse mümkün değildi. Ayrıca soldan, Antifa'dan ve hatta eşcinsel hareketten gelen siyasi saldırılar da oldu. Ardından uzun metrajlı filmlerime ülke çapında sansürler ve engellemeler geldi. Ben sadece size şeytanın ne yaptığını açıklıyorum. Hala orada mısınız? Ülke çapında sansür, uzun metrajlı filmlerimin engellenmesi. Zorunlu dağıtım medyası, filmlerim tüm sinemalarda ve dükkanlarda yasaklanana kadar tüm dağıtım kanallarını kırıp geçirdi. Ancak İsviçre Eğitim Müdürlüğü, İsviçre'deki tüm öğretmenlerin ve okulların benim devasa uzun metrajlı filmimi göstermesini yasaklayan bir basın bildirisi de yayınladı Tarih derslerinde kahramanlar farklı şekilde ölür. Bazı öğretmenlerin aklında bu vardı çünkü ellerinden almaya çalıştıkları eski ders kitaplarını filme almıştım. Medya da her türlü film festivalini bana karşı karaladı. Sonuç olarak FSK, en zararsız filmlerim de dahil olmak üzere 16 yaşın altındaki hiçbir filme onay vermeyi reddetti. Ardından tüm bankaların mutlak yaptırımları ve Büyük İlaç, aşı endüstrisi ve daha fazlasının güçlü saldırıları geldi. Basın aracılığıyla İsviçre'deki bir kızamık salgınından bile beni sorumlu tuttular. Anladınız mı? Aylarca savaştık. Bununla da bitmiyor. Şeytanla savaştığınızda, merak edersiniz: Tanrı'nın gücü nerede? Konuyu takip edin. Daha sonra Kla.TV tüm sunucu sistemimizi felç ettiğinde, e-postalarımızı hacklediğinde, binlerce programı veya tüm Kla'mızı sildiğinde, milyonluk bütçelerle donatılmış, gece gündüz bize saldıran son derece profesyonel hacker çeteleriyle aylarca süren savaşlar yaşadık. TV programlarını çalmak için. Daha uzun süre devam edebilirim ama bunu neden yapıyorum ki? Hala bağlantıyı biliyor musun? Bütün bunları size Tanrı'nın gücünün, gerçek gücün - kilise gücünün değil - neler yapabileceğini göstermekten başka bir nedenle anlatmıyorum! İftiraya uğrayanlar, Tanrı'nın gerçek gücü! Az önce duyduğunuz bu dalgadan sonra kendinizi nasıl hissedersiniz? Ancak tüm bu şeytani saldırılara, iftiralara ve zulme rağmen ben zayıflıktan yaratıldım - zayıflık işin sırrıdır! Tanrı'nın gücüyle hiçbir yerden çıkmadım, çünkü şöyle dedim: Şimdi, Tanrım, içimdeki sen, bu senin öğretindir! Şimdi içimdesin! Ve Tanrı'nın gücü gelir ve kırar ve kırar ve kırar, görüyorsunuz! Bu bir gerçek! Ve benden bildiklerinizi geliştirdim. Hakkımızda bildiğin her şeyi ben oluşturdum. Rehabilitasyon çalışmalarımız, uluslararası aile çalışmaları, Panorama Merkezi, yayınevi, düzenli Olive Tree baskıları, Interlinear Tam Analiz, ardından Panoramafilm'in kuruluşu, OCG, AZK, S&G, SASEK TV, Kla.TV size çok daha fazlasını garanti ediyorum. Tanrı'nın etkin gücü sayesinde, birbirlerine düşman olan yüzlerce Hıristiyan topluluğundan, hatta vurgulamak gerekir ki, kendilerini bana tamamen kapatmış olan yüzlerce düşman topluluktan binlerce kendini adamış iş arkadaşı kazanabildim ve şimdi hepsi on yıllardır benimle birlikte ilahi huzur, ilahi yaşam ve Tanrı'nın etkin gücünün ortak akışında tek bir adam gibi çalışıyorlar. Üstelik ahtapota karşı bağlayıcı bir savunma cephesi çağrımla 10.000 papaz ve vaizi arkamda değil karşımda sıraya dizmiş olmama rağmen; Hepsi beni kovalıyordu. O dönemde Hıristiyan medyası, yardım için aradığım herkesin ortak reddini övdü ve Ivo Sasek'i kimsenin tanımadığını ilan etti. Ama Tanrı'nın gücü daha büyüktür. Tanrı'nın gücünün ne olduğunu, neler yapabileceğini anlamaya başlayın. Bununla birlikte, Tanrı'nın benim aracılığımla sağladığı güç, bu izole kiliselerin yüzlercesinden binlerce adanmış katılımcıyı ortaya çıkardı. Yani hayal edebilirsiniz, eşiksiz ve her şeyiyle olabildiğince kapalı bir yer ve ben oraya giriyorum ve binlerce insanı dışarı çıkarıyorum. Onları kiliselerinden çıkmaya bile çağırmadım, kiliselerinde kalmalarını ve sadece hangi Tanrı'ya hizmet ettiğinizi söylemelerini istedim. Onlar yaptı. Bu yüzden, bu dirence rağmen ondan binlerce kişi kazandım. Asırlardır süregelen tüm bölünmelerin üstesinden geldik ve bölünmeden yaşayan bir organizma olarak birlik içinde çalışıyoruz. Ama hepimizin bir araya geldiği kiliseler, bu yüzlerce farklı hareket, hala birbirleriyle bölünmüş bir şekilde yaşarken, görüyorsunuz, üstesinden gelebilecekleri hiçbir şey yok. Tanrı'nın gücü yok. Ancak OCG, yani Organik Mesih Nesli olarak, daha sonra AZK ve Kla.TV'yi birlikte kurduk ve aydınlanmamızla dünyanın hemen her ülkesinde milyonlarca kişiye düzenli olarak ulaştık ve yayın yelpazemiz her geçen gün artmaya devam ediyor. Şimdi size başka bir kanıt sunacağım, böylece Tanrı'nın etkin gücüyle ne demek istediğimi ve onun içimizde, üzerimizde ve bizim aracılığımızla neler yapabileceğini anlayacaksınız. Ve inanın bana, size söyleyeceğim şey bu dünyadaki tüm para babalarını mat edecek güce sahip. Hikayemi tekrar anlatıyorum. 1977 gibi erken bir tarihte, Kutsal Kitap'ta, içimizde çalışan güçleri, Tanrı'nın lütuf armağanlarını [ücretsiz olarak] ihtiyacı olan herkese aktarırsak ve bizim için her şeyi yönlendiren Tanrı'nın aktif gücüyle birlikte akmaktan başka bir şey için çaba göstermezsek, o zaman - cennetten düzenlenmiş - tamamen sağlanacağımızı okudum. Sorunsuz! Bu, tamamen kendi kendine yeterlilik anlamına gelir. Tam zamanlı çalışmasına rağmen, bu para kazanmak için en ufak bir çaba göstermediği anlamına geliyor. İncil'de okuduğum şey bu. O zaman akrabalarım sadece alay ettiler ve şöyle dediler: Ivo, bu kadar saf olma. Kağıt her şeyi kabul eder. Ben de cevap verdim: Evet, bu doğru. Ama her fizik kitabı için aynı şey geçerli, değil mi? Bu nedenle Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta verdiği tüm vaatlere bir fizik kitabındaki formüller gibi yaklaşacağım ve ilahi talimatların ilgili vaatleri de üreteceğine körü körüne güvenerek bunları test edeceğim. Slogan Yeni dünya parasız doğdu. Uzun lafın kısası: 1979'dan bu yana sadece Tanrı'nın bizi yönlendiren gücüyle birlikte akmaya, deyim yerindeyse dans etmeye çalıştım. Bilirsiniz, Tanrı'yla yaşam büyük bir dans gibidir, ama Yüce Olan tarafından yönetilir. Bunu anlamak zorundasınız: Ben liderlik etmem, O liderlik eder! Bu yüzden 44 yıllık tam zamanlı hizmetim boyunca tek bir bağış çağrısında bile bulunmadım. Tek bir toplama torbası sıralardan geçirilmedi, hesap numaraları gizlice bir yerlere sokuşturulmadı. Hesap numaraları o tarihten bu yana sadece talep üzerine verilebilmektedir. Şimdi, elbette kendinize paranın nereden geldiğini sormakta haklısınız. Tanrı'nın gücü hakkında konuşuyoruz, tamam mı, vaatler hakkında, O'na güvenirseniz Tanrı'nın vaat ettikleri hakkında konuşuyoruz. Oldukça basit: İnsanlar hizmetlerimizin gerçek değerinin farkına vardıkları her yerde, otomatik olarak arkamızda yer alıyor ve gelirlerini sorulmadan bizimle paylaşıyorlar. Cennet bu şekilde düzenlenir. Evet, daha da fazla: En başından beri süregelen ücretsiz hizmetimiz öylesine bulaşıcı bir etki yarattı ki, bugün benimle birlikte bu yaralı insanlığa gece gündüz ücret almadan hizmet eden yaklaşık 2000 gönüllüye bakabiliyorum. Ancak bundan önce, yukarıda bahsedilen her taraftan gelen zulmün ortasında, 20 yılımızı, masrafları bize ait olmak üzere, yığınla uyuşturucu bağımlısını, alkoliği ve her türden akıl sağlığı hastasını rehabilite etmekle geçirmiştik. Ayrıca herhangi bir devlet desteğini de reddettik, yani hakkımız olan tüm sosyal yardımlardan feragat ettik. Bunun yerine, bize yapılan tüm bağışların vergisini her zaman sadakatle ödedik. Size Değişimlerin Efendisi kitabımı okumanız için yalvarıyorum. Tüm bu sayısız tedarik mucizelerini ve doğaüstü olayları burada sıralamam mümkün değil. Bugüne kadar bir saat bile sıkıntımız olmadı. Ve Tanrı'ya nasıl meydan okuduğumu görüyorsunuz, tamam mı? Ancak on yıllar boyunca kelimenin tam anlamıyla kıt kanaat geçinmeyi öğrendik. Bunun pratikte nasıl işlediğini kitapta okuyabilirsiniz. Ancak sadece tüm hizmetlerimiz değil ve şimdi daha da iyi oluyor, sadece tüm hizmetlerimiz değil, aynı zamanda tüm ürünlerimiz bugüne kadar ücretsiz olarak dağıtıldı - onlarca yıldır. Tek istediğimiz yeni uzun metrajlı filmlerimi mağazalara ve sinemalara sokarak mesajımızı daha geniş kitlelere ulaştırmak ve elde ettiğimiz kârın genel faydaya dönüşmesini sağlamaktı. Bu 19. AZK ile devletlerimize sızan yozlaşmışları kontrol altına almak için ruhani, yasal, siyasi ve ekonomik olarak yapılması gerekenleri de gösteriyoruz. Hukuki ve siyasi aksanın benden sonraki konuşmacılar tarafından belirleneceğini söylüyorum. İsterseniz ben burada ruhani ve ekonomik perspektifi temsil ediyorum. Yeni dünya parasızdır. Bu sloganı 1979'dan beri yaşıyorum: Yeni dünya parasızdır ve yeni dünya evde başlar. Kendi evinde örnek bir yaşam sürmeyen herkes, Tanrı'nın gücünü kendi içinde kısa devre yaptırmış demektir. Onu asla tanıyamayacak. O da dünyada daha iyiye doğru pek bir şey değiştirmeyecek. Dahası, dünyayı kurtarmakla uğraşabilmek için her zaman önce kendilerine ödeme yapılması gerektiğini düşünen herkes yanılıyor. 44 yıldır, dünyanın en pahalı ülkesinde bile, tek bir bağış çağrısı veya tek bir koleksiyon bile olmadan, istisnasız her hizmetin nasıl ücretsiz yapılabileceğine dair bir örnek oluşturdum. İçinizde bir protesto hissettiğinizde ve şöyle dediğinizi biliyorum: Birde, benim durumumu bilseniz. Sen benimkini bugün duymuş oldun, ki o seninkinden çok daha trajikti. Tek soru şu: Tanrı'nın yaşamlarımıza girmesine izin vermek ve ahtapotla tek başına başa çıkabilecek güce güvenmek istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Haber çalışmaları gibi sevgi dolu emeklerimizi ücrete tabi tuttuğumuz sürece, bir numaralı halk düşmanı olan ahtapota karşı savaşı neden kaybedeceğimizi kısaca açıklayayım. Sadece eğitim çalışmalarının maliyeti bile herkes için ölçülemez olacaktır. Ve şimdi pratik bir örnek. Tam da bugünlerde, günümüzün özgür bir gazeteci, 90 dakikalık belgesel üretmek için en az - 347.000 Avro'ya ihtiyacı olmasından şikayette bulundu. 347.000 avro - ve bu herhangi bir kar hesabı yapılmaksızın. Gördüğünüz gibi her taraftan maddi yardım isteyenler var. Bağımsız gazeteciler bile, öncelikle ellerinden geleni yapacaklarına güvenmek ve çevrelerini gönüllü olmaya çağırmak yerine her zaman para istemek zorunda kalıyorlar. Size söylüyorum, başarmanın tek yolu budur. Kimsenin gitmesine gerek yok, tek soru şu: Üstesinden gelmek istiyor muyuz? Eğer ahtapotun üstesinden gelmek istiyorsak, bunun bir yol olduğunu söylüyorum - inandığım tek yol bu. Çünkü, biliyorsunuz, gerçekten büyük maliyetler, öncelikle ihtiyaç duyduğumuz malzemelerden değil, yalnızca işgücümüzden kaynaklanır. İsterseniz size 300 frank ya da avroya sizi sorgulamayacak profesyonel bir film stüdyosu kurabilirim. Almanya, ZDF ve benzerleri, bir stüdyo için 30.000 den 30 milyona ihtiyaç duyuyorlar. Size 300 dolara daha iyisini yapabilirim ya da aynı paraya bütün bir belgesel filmi çekebilirim. Ancak emeğimiz için ücret talep ettiğimizde, her şey karşılanamaz hale gelir. Bak, şimdi senin için hesap yapacağım. Kla.TV kurulduğundan bu yana yaklaşık 230.000 dakikalık haber ürettik. Bu, binlerce kişiyle birlikte neredeyse 4.000 saatlik saf film malzemesi demek. Yani tüm haberleri seyretmek için Kla.TV'yi 150 gün boyunca sürekli izlemeniz gerekir. Yukarıdaki hesaplamaya göre, üretimlerimiz yaklaşık 884 milyon avroya mal olacaktı. Bu neredeyse bir milyar a yakın. Kla.TV ile haftada ortalama 390 dakika haber üretiyoruz - ve üretim yükseliyor - bu neredeyse 7 saat demek. Başka bir deyişle, her hafta 1,5 milyon avronun üzerinde bir paraya ihtiyacımız olacak. Üstelik kâr hesabı yapmadan – emeğimizin karşılığını almak için yalvarıyor olurduk. Ancak diğer tüm çalışmaları hesaba katmak isteseydim, yalvarış ne kadar büyük olurdu. Tam zamanlı olarak çalıştığımız 44 yıl boyunca sadece ücretsiz olarak üretmekle kalmadık, aynı zamanda ücretsiz olarak dağıttık. Yaklaşık 30 kitabımdan yüz binlerce dağıttık. Ve bağış için herhangi bir çağrıda bulunmadan; Bunu tekrar tekrar vurguluyorum. Gizli bir hesap numarası olmadan. Her yeni çeviri baskı için, yani Interlinear Full Analysis [I-VO] kitabımın her yeni çeviri baskısından önce, 120 çalışkan yardımcım dijital temel metin materyallerini hazırlamak ve daha sonra bunları yeniden işlemek için yıllardır bana yardım ediyor. Ben de sadece I-VO üzerinde günde 10 ila 11 saat olmak üzere binlerce saat çalıştım. Genel olarak neredeyse gece gündüz çalışıyoruz. Günlerim genellikle saat 3'te başlar. Bugün saat 3te kaksaydım iyi olurdu. Hayır, daha da önceydi. Kitaplarımı tek başıma yazmak yıllar süren sıkı bir çalışma gerektirdi. Dokuz büyük uzun metrajlı filmimi üretmek için ne kadar para toplamam gerekir? Sadece „Kahramanlar Farklı Ölür“' filmini yapımı 30 milyona mal olacaktı. Ayrıca en az 2.000 ücretsiz konferans verdim ve bunların ses kayıtlarını ve DVD'lerini milyonlarca kişiye ücretsiz olarak dağıttım. ABD'de üst düzey bir vaizin tek bir vaaz için 10 ila 20.000 dolar arasında ücret aldığını biliyor muydunuz? 19. AZK'dan bahsetmişken: Eski en önemli AZK konuşmacılarımızdan biri, 70 dakikalık sunumu için benden 4.000 Avro istedi. Size şunu söyleyebilirim ki, kendimi Tanrı'nın huzuruna attım ve hayatımda hiç olmadığı kadar yüksek sesle çığlık attım. Dedim ki: Tanrım, nasıl bunu yapabilir, nasıl bunu yapabilir? Ben de tüm bu altyapıları ve pahalı salon kiralarını kendi gelirlerimizle finanse edebilmek için üç şirket kurdum, böylece elimden geldiğince katkıda bulunabiliyorum. Ekiplerim de her zaman her şeyi ücretsiz yaptı. Ama sonra ayağa kalktım, yüzümdeki gözyaşlarını sildim ve AZK danışmanıyla 2.000'e kadar pazarlık yaptım. Bunu yapabilirim, eskiden araba satıcısıydım. Ama yanlış yönlendirilmiş insanlık uğruna bunun bedelini kendi cebimden ödedim ve asla pişman olmadığımı garanti ederim. Asla. Bu deneyim ne kadar korkunç olsa da. Ama anlayın ki, diğerleri gibi her şeyi para için yapsaydım, her AZK'da en az 200.000 frank kazanabilirdim. Bunun yerine, OCG ile birlikte her şeyi kendi cebimden ödedim, hepimiz ücretsiz hizmet verdik ve böylece milyonlarca bağış çağrısılarından kendimizi uzak tuttuk. Ancak şunu da eklemeliyim ki bu durum medyanın beni para babası olarak karalamasına asla engel olmadı. Ancak dediğim gibi, 20 yılı aşkın bir süredir yardım isteyen insanlarımıza gece gündüz gönüllülük esasına dayalı olarak hizmet vermekle kalmadık, onlara ücretsiz olarak da baktık. Ve konuk evlerimizde ücretsiz olarak kalmalarını ve beslnmelerini sağladık. Öte yandan devletimiz, tedaviye ihtiyacı olan her uyuşturucu bağımlısı için vergilerimizle her bir kişi için tam bir milyon vergi parası topladı! Ve sanırım tüm devlet rehabilitasyon merkezlerinden daha fazla iyileştirme başarısı elde etmemize rağmen, evet, elde ettiler, hükümet hizmetlerimiz için bize bir kez bile teşekkür etmedi, bunun yerine gerekli tüm bakım lisanslarını bizden geri alan yeni yasalar oluşturdu. Daha her hafta ücretsiz olarak gönderdiğimiz 720 S&G (elden ele gazetemiz) sayısından bahsetmedim bile. Bir tanıdık benzeri bir A4kağıt gazete için. Sayı başına 20 frank istedi. Arştırma hizmeti çok kısa zamanda parasızlık nedeniyle sona erdi. Mantıklı, değil mi? Ama görüyorsunuz, bir A4 kağıdın maliyeti 5 ila 10 sentten fazla değil, geri kalan her şey iş. Ve 2009 dan bu yana her hafta 10.000 tane civarında dağıtıyoruz. Ve Mahkeme Radyo gibi tüm başarılarımızdan bahsetmedik bile ve kesinlikle binlerce yüksek kaliteli sanat katkısından, tüm şarkı kitaplarından, tüm pastoral bakımdan, on binlerce katılımcı ile iç güdü eğitimleri haftalarından bahsetmedik,ve böylece daha devam edebilirim. Kısacası, hizmetlerimizi paraya bağımlı hale getirmiş olsaydık, önce milyarlarca bağış için yalvarmak zorunda kalırdık. Bu arada, zorumlu düz medya vergileriyle halka yutturdukları kötü şöhretli yalanlar için bizi her yıl milyarlarca avro ödemeye zorluyorlar. Onların da sadece gönüllü olarak görev yapmaları gerektiğine dair bir hükmü yürürlüğe koyduğumuzu görmek isterim. Onlar da bizim gibi çalışmalı ve işten sonra radyo dinlemeli ve televizyon izlemelidir. Bence bütün bu korkunun bir gecede bitmesi gerekiyor. Şimdi yavaş yavaş konféransımızın inişe yaklaşıyoruz. Her birimiz ayrı ayrı içimizdeki Tanrı'nın gücünü, inancını ve erdemlerini harekete geçirirsek ve sonra tüm bunların içimizde birlikte akmasına izin verirsek, Tanrı'nın tüm bu yetenekleri yaşayan bir organizma olarak içimizde barınırsa, size garanti edebilirim ki „imkansız“ gibi kelimeler artık var olmayacak, artık yaşamlarımızda var olmayacaklar; Çünkü siz ve ben, hepimiz birlikte, nereden gelirsek gelelim, kim olursak olalım, devlet sistemlerimize sızmış olan şeytani ruhani güçleri ve onların buradaki fiziksel kölelerini sinerjik ruhani güçle ayaklar altına almaya hazırız. Şimdi 50 yıldan fazla ya da neredeyse 50 yıl boyunca, neredeyse 50 yıl demeliyim, sadakatle yanımda duran ve verdiği her sözü tutan aynı Tanrı, diyorum ki, O'nun yaşayan güç eserlerine güvenerek ayak uydurursak ve söylediği gibi olduğuna güvenirsek, bu büyük savaşı hepimiz aracılığıyla kazanacaktır. Kıyamet ayeti 3,9‘dan bir örnek., metin 2000 yıllıktır, orada ne yazdığını, ne söylendiğini dinleyin. Tanrı konuşuyor: Olacak her şeye şimdi dikkatinizi verin: Aranızda Yahudi gibi davranan insanlar olacak. Ama yalan söylüyorlar; Gerçekte onlar Şeytan'ın takipçileridir. Onları senin önünde secde ettireceğim; Çünkü seni sevdiğimi anlamalarını istiyorum. Bu Satanistler kime secde ediyorlar? Şu anda bunları dünyanın her yerinde ortaya çıkardık ve hala çıkarma sürecindeyiz. Senden önce, senden önce, senden önce, benden önce! Görüyorsunuz, bizden önce inananlar, yazılanların gerçekleşeceğini söyleyenler, çünkü biz inanıyoruz, çubuğu kaldırıyoruz, bunu ekiyoruz ve o gerçekleşiyor, o gerçekleşiyor, o gerçekleşiyor. Ancak İsa her zaman Tanrı'nın vaatlerini bizim aracılığımızla yerine getirmek istediğinde ısrar etmiştir. Hıristiyanlığın tamamının okudukları Şeytan İncili aracılığıyla her zaman söylediği gibi değil: İsa her şeyi cennetten yapmalıdır. Oh, bu başlı başına bir vaaz olurdu. Tanrı'nın tüm bunları bizim aracılığımızla gerçekleştirmek istediğini söyledi. Tanrı İsa aracılığıyla nasıl çalıştıysa, sizin, benim ve hepimizin aracılığıyla da çalışmak istiyor. Bu yüzden Matth. 18,19. Şöyle der: "Eğer yeryüzünde sizden iki kişi bir şey talep etmek üzere anlaşırsa, bu onlar için göklerdeki Babam'dan olacaktır." Ayrıca söz de vermiştir (Markos 11:23): "Size doğrusunu söyleyeyim: Her kim bu dağa, 'Kaldırıl ve denize atıl!' derse, o zaman bu dağ yıkılacaktır. Kalbinde bölünme olmasın, ama söylediği şeyin gerçekleştiğine ve gerçekleşeceğine inansın." Şimdi tabii ki şunu soruyorsunuz: Neden bir dağa karşı emir veriliyor, biliyormusunuz? Bilirsiniz, Kutsal Kitap'taki dağ tipolojisi her zaman bir güç ortamı alanına işaret eder. Örneğin Davos'taki dünya ekonomi̇k forumu böyle bir dağdır. Ya da yalancı düz medyalarda böyle bir dağdır. Ya da Big Pharma, Big Money, silah lobisi, üst düzey masonluk, Satanistler bir bütün olarak böyle bir dağdır. Bunu yaratıcı bir şekilde ifade ediyoruz, „kökünden kaldırılıp ve çöküşlerini yaşıyorlar.“ Öyleyse bu komplo dağına birlikte hükmederek bitirelim. Sadece nasıl yapacağınızı biliyorsunuz. Şunu bilmelisiniz ki, Tanrı'nın bana Kutsal Kitap'ta vaat ettiği sözden başka bir savunmam olmadı, onu alıyorum ve tekrar ediyorum, O'nunla birlikte konuşuyorum. Ben en dipteyken, tüm zulüm devam ederken, şimdi duyduğunuz tüm on yıllar boyunca ve bu sadece bir anlıktı, gerçekte çok daha fazlası devam ediyordu. Her durumda tek bir şey yaptım, o da hiçbir şey görünmediğinde, orada tek başıma, gerçekten tek başıma durduğumda. İncil'imi okudum, inanç asamı havaya kaldırdım, kılıcımı ağzımdan uzattım ve şöyle dedim: Beni bu şekilde aşağılayan hepiniz, siz yalançı medyalar, siz kitle iletişim araçları, önümde düşeceksiniz. Ve kimse bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Kimse bilmiyordu. Ben de diyorum ki: İncil'imde yazıldığı gibi, düşeceksiniz, ayaklarımın altına serileceksiniz. İkinci bir şey yok! Ve sonra içinizdeki etkinleri takip edin. Ve şu anda burada duyduğunuz, gördüğünüz ve deneyimlediğiniz her şey bunun tam anlamıyla bir ürünüdür. Ben bir çiftçi gibiyim, yattım, uyudum, kalktım, nasıl yapacağımı bilmiyordum ama oldu. Medya serbest düşüşte, serbest düşüşte. Ve bu sadece başlangıç, şimdi bize katıldığınızda ve şu anda birlikte yaptığımız şeyin aynısını yaptığınızda, buna ruhani savaş denir. Elinize bir kılıç ya da bomba ya da herhangi bir fiziksel silah almazsınız, sadece yüreklerimizde tuttuklarımızTanrı'nın bizim aracılığımızla yürüttüğü savaşla uyumludur. Bunu dile getiririz, bu bir yaratımdır, yaratıcı bir gerçekliktir, sonra gök yüzünün güçleri gelir ve bu sözü uygulamaya koyar. Tamamen, işte böyle oluyor. Şimdi dinleyin. Çok uzatmamak için şimdi sonuçlama zorundayım. Sonunda, şimdi bu komplo dağına hep birlikte komuta edeceğiz, diyorum ki, 1 numaralı halk düşmanı, devlet kılığındaki ahtapot, ne ile karşılaşacak ve ona ne olacak. Ve biz bunu her sabah, her gün sabah 6 ile 6.15 arasında, bu çeyrek saatte, dünyanın dört bir yanındaki binlerce insanla birlikte yapıyoruz. Ve şimdi size bir şey söyleyeceğim, biz onlara mantra diyoruz, ama onlar inançlardır, onlar bir tohum gibi ilerleyen ve şimdi size açıkladığım şeyi çalıştıran ruhun kılıçlarıdır. Birlikte yaratıcı bir şekilde tekrar tekrar ilan ettiğimiz bu mantralardan biri şudur: "Tüm doğrular ve tüm hakikatlar şimdi birleşti, aldatıcıların tüm aldatmacaları paramparça oldu." Bunu birlikte yapalım mı? "Tüm doğrular ve tüm hakikatlar şimdi birleşti, aldatıcıların tüm aldatmacaları paramparça oldu. Tüm doğrular ve tüm hakikatlar şimdi birleşti, aldatıcıların tüm aldatmacaları paramparça oldu." Bunu ilk kez söylediğimde yapayalnızdım. Bugün, bunu her gün birlikte ilan eden binlerce insan var. Şimdi size güzel bir söz, güzel bir kılıç vereceğim. Önce dinleyin ve sonra birlikte tekrar söyleyelim. Aramızda bilenleriniz için biraz değiştirdim. Bu bir inanç mesleği, bir kılıç. „Tanrı aracılığıyla içimizdeki güçle komployu kırarız. Her düşmanımızı Tanrı'yla kıyaslamak bize asla pes etmeme gücü verir.“ Şimdi birlikte: „Tanrı aracılığıyla içimizdeki güçle komployu kırarız. Her düşmanımızı Tanrı'yla kıyaslamak bize asla pes etmeme gücü verir.“ Gördüğünüz gibi, bu sızmacılardan on binlerce olabilir, ancak tüm dünyaya bir ağ halinde yayılmış durumdalar. Dolayısıyla her ülke, her şehir, her köy, muhtemelen her mahalle, Lois'in de gösterdiği gibi, artık gün ışığına çıkmaya başlayan az sayıdaki casusunu parmaklıklar ardına koyarsa, ben de derim ki Böylece Devlet kurtuldu. Bir başka kısa mantra: „Işık olsun, ışık olsun, diyor yeni insanların yargısı. Siz suçlular artık açığa çıktınız, ışık kaçışınızı sona erdiriyor. “ Bir kez daha: „Işık olsun, ışık olsun, diyor yeni insanların yargısı. Siz suçlular artık açığa çıktınız, ışık kaçışınızı sona erdiriyor.“ Ve şimdi bu konuşmamı son bir sözle bitiriyorum, bu da şu anlama geliyor: „Bu askeri güçle ya da insan gücüyle değil, içimizdeki ilahi güçlerle olacak; şimdi düşman tamamen çöküyor!“ Bu son şey. „Bu askeri güçle ya da insan gücüyle değil, içimizdeki ilahi güçlerle olacak; şimdi düşman tamamen çöküyor!“ Hepsi bu kadar, umarım sizi konuşturarak yormamışımdır. Dinlediğiniz için teşekkürler, çok teşekkürler.

arasında is.

Kaynaklar / Bağlantılar: Albert Pike'ın mektubu, 1871 • https://unwiderlegbarefakt.wixsite.com/wahrheitsiegt/post/ein-brief-von-albert-pike-aus-dem-jahr-1871-enth%C3%BCllt-den-plan-der-illuminaten-f%C3%BCr-den-3-weltkrieg
Dünya çapında Kovid suçuna karşı suç duyuruları yapıldı • https://www.tagesschau.de/investigativ/kontraste/corona-impfstoffe-klagen-100.html
• https://www.mwgfd.org/2023/07/strafanzeige-gegen-die-bundesregierung-wegen-hochverrats-am-deutschen-volk
• https://www.etl-rechtsanwaelte.de/aktuelles/erste-gerichtsentscheidungen-zum-coronavirus
• https://www.ots.at/presseaussendung/OTS_20220224_OTS0124/strafanzeige-gegen-bm-mueckstein-und-nationales-impfgremium
• https://www.diepresse.com/5928264/strafanzeige-gegen-kurz-und-co-wegen-corona-verordnungen
) • https://transition-news.org/wegen-amtsmissbrauch-strafanzeige-gegen-alain-berset
• https://www.srf.ch/news/schweiz/folgen-der-covid-impfung-darum-geht-es-bei-der-strafanzeige-gegen-swissmedic
• https://weltwoche.ch/daily/strafanzeige-gegen-fuehrungspersonal-der-srg-und-der-serafe-verein-wirft-ueber-50-personen-organisierte-kriminalitaet-vor-es-geht-um-die-berichterstattung-rund-um-covid-19
• https://childrenshealthdefense.org/legal_justice/litigation-efforts/#battery-lawsui
• https://archive.is/3hYgA#selection-211.0-215.249
• https://correctiv.org/faktencheck/2022/01/13/nein-bill-gates-und-boris-johnson-werden-nicht-vor-dem-internationalen-strafgerichtshof-angeklagt
Resmi kurumların önceki uyarılarına rağmen maske zorunluluğu • https://wegleitung.ekas.ch/uebersicht-wegleitung/arbeitsorganisation/arbeitskleidung-psa-persoenliche-schutzausruestungen/atemschutz/
• https://www.suva.ch/de-ch/praevention/lebenswichtige-regeln-und-bestimmungen/gut-geschuetzt-mit-persoenlicher-schutzausruestung/atemschutzmasken-bei-der-arbeit/utilisation-correcte-des-masques-de-protection-respiratoire#state=%5Banchor-910F69B8-723A-491E-ABDD-174B8CC9D3D5%5D
Corona düzenlemelerinin ihlaline ilişkin sayısız rapor, para cezası ve dava süreci • https://www.rnd.de/politik/hier-wurden-die-meisten-bussgelder-wegen-verstoessen-gegen-die-corona-massnahmen-verhaengt-ZR2FRHEFVJFRBHMJOPERUSFZ4E.html
• https://www.oe24.at/coronavirus/aktion-scharf-schon-jetzt-ueber-1300-corona-strafanzeigen/422586119
• https://www.faz.net/aktuell/politik/ausland/corona-strafen-in-slowenien-wegen-verfassungswidrigkeit-erstattet-18875768.html
• https://www.etl-rechtsanwaelte.de/aktuelles/erste-gerichtsentscheidungen-zum-coronavirus
Pfizer ile AB arasında 100 milyar dolarlık yeni sözleşme • https://tkp.at/2023/10/26/ungeschwaerzter-vertrag-eu-pfizer-wirksamkeit-nebenwirkung-und-langzeitfolgen-unbekannt/
Kitap: Impf-Friedhof (1912) • https://de.scribd.com/document/245637632/Impf-Friedhof-1912
Sosyal sigorta, emeklilik ve sığınma politikasındaki adaletsizlikler • Quelle: Schweizerzeit, 13. Oktober 2023, S. 24 • https://gloria.tv/post/bWJAMtbNyqQP4yW1SxuQrVTzr
• https://www.moviepilot.de/movies/dallas-in-switzerland
) kıyaslama: Sığınmacıların ortalama geliri - İsviçre vatandaşının ortalama AHV emekli maaşı ""Asylo Ibrahim ben Schmarotzi'nin (eşi ve iki çocuğuyla birlikte) ortalama geliri 6.532 frank artı vergi muafiyetini de içeren meşhur «çok yönlü kaygısız paket»." (Kaynak: Schweizerzeit, 13 Ekim 2023, s. 24) Bu 6.532.- CHF rakamı nasıl ortaya çıkıyor? Sorgumuza yanıt olarak makalenin yazarı bizi İsviçre Sosyal Refah Konferansı SKOS'a yönlendirdi. Mevcut SKOS yönergeleri kaynaklar: SKOS yönergeleri C.3.1. Genel olarak temel ihtiyaçlar | SKOS yönergeleri C.6.7. Çalışmayan kişiler için entegrasyon ödenekleri (IZU) | https://rl.skos.ch/lexoverview-home
) dört kişilik bir hane için sosyal yardımda aylık sabit oran olan 4.414 CHF'yi belirtmektedir. İşsizler için 850 CHF tutarında destek birimi de mümkün. Diğer hizmetler için (örneğin sağlık sigortası geri ödemeleri, sağlık hizmetleri, malzeme desteği vb.) kılavuzda spesifik rakamlar belirtilmemiştir. Schweizerzeit editörüne sorduğumuz soru da 6.532 CHF rakamının kesinlikle makul olduğunu gösterdi. Örneğin, sığınmacılara yönelik sosyal yardımın ötesine geçen birçok destek katkısını (örneğin, sağlık hizmetleri için geri ödeme, malzeme desteği vb.) dikkate alın. Ayrıca kantonlarda farklı ücretlendirme yaklaşımları uygulanmakta ve bu da farklı düzeylerde destek katkılarına yol açabilmektedir. Bu nedenle 6,532.- değeri çok yüksek ayarlanmamıştır.