İsrail - Bir sırrın ortaya çıkışı -David Sorensen'in hazırladığı belgesel

17.11.2023 | www.kla.tv/27460

Önemli not: Kla.TV, bu programda bahsi geçen kişilerin, bağlamın ve karşılıklı ilişkilerin Bu programda izleyiciyi Yahudi karşıtı bir tutum sergilemeye teşvik etmek amaçlanmamıştır. anti-Semitik yargılar. Bu programda bahsi geçen kişiler ve çıkar grupları İsrail hükümetinin bayrağı altında kendilerini Yahudi olarak tanıtıyorlarsa, her izleyici izleyici, hangi taraftan gelirse gelsin, şiddetin hiçbir zaman hiçbir koşul altında ırkçı yargıları teşvik etmez. Çünkü çoğu zaman, daha yakından incelendiğinde aşağıdakiler: Kendilerini kamuoyunun gözü önünde bulan kişiler araştırmacı gazetecilik yoluyla kamuoyunun dikkatini şiddet eylemlerinden başka yöne çekerek dini gruplarını veya uluslarını günah keçisi veya kalkan olarak kullanarak. Ortaya çıkan nefret ve şiddet böylece kasıtlı ve yasadışı bir şekilde dini topluluğa veya ulusa yöneltilir.  Gerçek şu ki, birçok durumda gerçek Yahudilerle ya da diğer dinlerin takipçileriyle değil, Luciferian ideolojisi, Almanca yayınlanan "Wider Rassismus und Verschwörung (Irkçılık ve Komploya Karşı)" bkz: www.kla.tv/23509) ve "Das Geheimnis der Obelisken (Dikilitaşların Sırrı) (bkz: www.kla.tv/14340)" programında ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. İncil'de Vahiy 2:9'da da söylendiği gibi: "...Yahudi olduklarını söyleyip Yahudi olmayanlar, Şeytan'ın havrasıdırlar."     David Sorensen: Ben StopWorldControl.com'dan David Sorensen, sizlere kavranması son derece zor olan gerçekleri ve hakikatleri, inandığımız her şeye meydan okuduğu için bizi derinden sarsacak bilgileri sunuyorum. Dünyamızı alt üst ediyor ve neredeyse anlaşılmaz olacak kadar kötü bir şeyi ortaya çıkarıyor. Yine de gerçek bu. Bu dünyanın daha iyi bir yer olmasını istiyorsak, apaçık gerçekleri inkar etme lüksümüz yoktur. Gerçeklerle yüzleşecek cesarete ve samimiyete sahip olmalıyız. Sizi buna sahip olmaya davet ediyorum Bu filmi izlediğinizde cesaret ve samimiyet zor olacak. Zor olacak. Çok zorlayıcı olacak ama aynı zamanda bu dünyada her insanın farkında olması gereken son derece alçakça bir şeyi de ortaya çıkaracak. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin bazı eski üyeleri, İsrail'de olup bitenlerden son derece endişe duydukları için ortaya çıktılar. İsrail ordusunun tüm dünyadaki en gelişmiş yüksek teknolojiye sahip ordu olduğuna tanıklık ediyorlar. Ayrıca İsrail ve Gazze arasındaki sınırların dünyanın herhangi bir yerindeki en sıkı korunan sınırlar olduğunu da ortaya koyuyorlar. Yüksek teknoloji ürünü sensörler, küçük bir hayvan bile sınırlara yaklaştığı andan itibaren İsrail Savunma Kuvvetleri'ni uyarıyor. Ancak yüzlerce Hamas savaşçısı sınıra yaklaşmakla kalmadı, tel örgüleri havaya uçurdu, İsrail topraklarına girdi ve İsrail ordusu tarafından herhangi bir savunma görüntüsü olmaksızın evleri yıkmaya, köyleri yakmaya ve İsraillileri öldürmeye başladı. Bu saldırıdan kısa bir süre önce hükümetin o bölgedeki tüm askeri varlığın kaldırılmasını emrettiği ortaya çıktı. Hamas'a kelimenin tam anlamıyla serbest giriş izni verildi ve operasyonlarına başlarlar. Sonraki videolarda İsrail Savunma Kuvvetleri'nin eski mensuplarının İsrail'de çok ama çok endişe verici bir şeyler olduğunu açıkladıklarını duyacaksınız.   Eski piyade operasyon çavuşları: Gazze'deki Koruyucu Hat Operasyonu (2014) sırasında Piyade Operasyon Çavuşu olarak görev yapmıştır. I 2014'teki Gazze savaşı sırasında Lojistik Destek'teydi. Dikkatle dinleyin: bizim haberimiz olmadan herhangi birinin sınıra yaklaşması mümkün değildir!!! Gözlemciler sığınaklarda oturur ve gözlerini hareket ettiremezler. Sürekli ekrana bakıyorlar. A güvercin ya da sınıra yaklaşan leylek derhal sektördeki tüm güçleri uyarır!!! Traktörlü 400 adamın geldiğini görmemiş olmalarına imkan yok!   Efrat Fenigson: 7 Ekim 2023, ben Efrat Fenigson. İsrail Hamas savaşı bu sabah başladı. Görünüşe göre, Gazze Şeridi'nde konuşlandırılacak olan İsrail Savunma Kuvvetleri, "güvenlik nedeniyle" Batı Şeria'ya nakledilmiş, böylece Gazze Şeridi ordu tarafından terkedilmişvaziyette bulundu. O bölgenin yaklaşık %60 ila %80'inin orada olması gereken IDF güçleri olmadan bırakıldığını söylüyorlar. Bir yıl önce Gazze'de bu tür olaylara hazırlık amacıyla bir askeri operasyon düzenlendi ve bu tür senaryolar için eğitimler devam ediyor. Bu durum İsrail istihbaratı hakkında ciddi soru işaretlerine yol açmaktadır. Ne oldu? İki yıl önce, bu tür terörist ihlalleri konusunda tam olarak uyarıda bulunacak sensörlere sahip yeraltı bariyerleri başarılı bir şekilde yerleştirildi. İsrail en gelişmiş ve yüksek teknolojiye sahip ordulardan birine sahiptir. Nasıl oldu da sınır ve çit ihlaline karşı hiç tepki gösterilmedi? Bunu anlayamıyorum. Şahsen ben 25 yıl önce IDF'de istihbarat kuvvetlerinde görev yaptım. Burada Bana göre İsrail'in başına gelecekleri bilmemesine imkan yok. A Çitin yanında hareket eden kedi tüm güçleri tetikliyor. Dünyanın en güçlü ordusuna ne oldu? Nasıl oluyor da sınır kapıları açık oluyor? Burada çok yanlış bir şeyler var. Çok garip bir şey var. Bu olaylar zinciri çok sıra dışıdır ve İsrail savunma sistemi için tipik değildir. Mevcut hükümet bana göre oldukça yozlaşmış durumda, bir önceki hükümet ise daha iyi değildi. Popüler bir görüşe sahip olmak umurumda değil. Benim için önemli olan, şeytani güçleri ve planlarını açığa çıkarmayı önemsiyor. Yani bana göre bu sürpriz saldırı planlı bir saldırı gibi görünüyor. Tüm cephelerde operasyon. Eğer bir komplo teorisyeni olsaydım, bunun derin devletin işi gibi göründüğünü söylerdim. İsrail halkı ve Filistin halkı bir kez daha yüksek güçlere satılmış gibi hissediyor. Aynı zamanda, bunu anlamak hâlâ çok ama çok zor.   Hayatının çoğunu Kudüs'te geçirmiş olan Hıristiyan bir Filistinlinin anonim sesli mesajı: Nasıl oluyor da dünyanın en güçlü ordusuna, en güçlü istihbaratına, en sofistike istihbaratına sahip olan İsrail, yüzlerce Hamas savaşçısının İsrail'e girmesine ve tüm bunları gerçekleştirmesine olanak sağlıyor? O bölgedeyken Hamas savaşçıları İsrail ordusuyla ya da herhangi bir savunmayla ya da herhangi bir korumayla karşılaşmadı. Sanki İsrail hükümeti Hamas savaşçılarına gümüş bir tabakta tüm bu bölgeyi teklif etmeyi planlıyormuş gibi. Bu mantıklı değil. İsrail en sofistike istihbarata sahip, güçlü bir ordusu var, Orta Doğu'nun en güçlüsü ve böyle bir şeye izin veriyorlar. Yani arkasında daha fazlası var. İsrail kendi halkını kurban etti, Gazze sınırındaki sivilleri feda etti, korumayı kaldırdı, orduyu uzaklaştırdı ve Hamas'ın yaptıklarını yapmasına izin verdi.   David Sorensen: Aşağıdaki görüntüler Hamas tarafından serbest bırakıldı. Burada, yüksek teknolojiyle son derece sıkı bir şekilde korunan çitlere patlayıcı yerleştirdiklerini görebiliyoruz, ancak İsrail'in yanıt verdiğine dair bir işaret yok. Birkaç yerde çitleri havaya uçurdular. Burada altyapıyı nasıl kırdıklarını ve tahrip ettiklerini havadan görüyorsunuz. Biz bile yapabiliriz Silahlı askerlerle dolu araçlarıyla İsrail topraklarına nasıl girdiklerini ve İsrail Savunma Kuvvetleri'nin onları herhangi bir şekilde durdurmak için tek bir girişimde bulunmadığını görün. İsrail'e girmek için kelimenin tam anlamıyla ücretsiz bir geçiş izni aldılar. İsrail yollarında bile araba kullanabiliyorlar. Bu da Hamas tarafından yayınlanan ve güvenlik çitlerini nasıl havaya uçurup İsrail'e engelsiz girebildiklerini gösteren bir başka video. Bunun İsrail'i işgal eden büyük bir ordu olmadığını anlamalıyız. Temelde az sayıda terörist var. İsrail'in inanılmaz güçlü ordusu onları bir çırpıda durdurabilirdi. Ama yapmadılar. Peki burada gerçekten neler oluyor? Hamas'ın silahlı askerleri İsrail topraklarına girdiğinde, hatta savunmayı havaya uçurup İsrail'in içlerine kadar girdiğinde ve köyleri yakıp yıkmaya, insanları öldürmeye ve kaçırmaya başladığında İsrail Savunma Kuvvetleri'nden neden hiçbir tepki gelmedi? Neden İsrail ordusu bu saldırıdan hemen önce tüm o bölgeden çıkarıldı? Ana akım haber medyasına neden halka karşı dürüst olmamaları talimatı verildi? Peki İsrail'i bilgilendirmek için neden 12 saat beklediler? Burada çok ama çok haince bir şeyler döndüğü açık. A Hükümet düzeyinde en kötü türden bir suç operasyonu. Asıl soru, gündemlerinin ne olduğu? Amaç nedir? İsrail'deki hükümet koalisyonu tarafından Başbakan'a gönderilen bu mektubun cevabı verdiğine inanıyorum. Bakan Netanyahu. Bu da Gazze'ye derhal girilmesini ve on yıllardır Filistin halkına ait olan tüm bölgenin kontrolünün tamamen ele geçirilmesini talep ettiklerini göstermektedir. Ve gerçekten de İsrail'in hemen karşılık verdiğini ve onlarca yıldır yapmak istedikleri bir şeyi yaptıklarını görüyoruz. İki buçuk milyon masum Filistinlinin yaşadığı Gazze'ye topyekûn bir saldırı. Sizin ve benim gibi aileler: anneler, babalar, çocuklar, büyükbabalar, büyükanneler, sadece güzel insanlar. Bombardımana tutuluyorlar. Toplu halde öldürülüyorlar. Bu en kötü cinayettir. Hamas'ın bu işgali de bunu başarmak için mükemmel bir bahane. Dünyadaki herkesin bilmesi gereken şey, Gazze'deki 2,3 milyon insanın yarısından fazlasının çocuk olduğudur 15 yaşından küçükler. Burada İsrail'in şimdi 1 milyondan fazla küçük çocuğu bombalıyor. ..... İki buçuk milyon ailenin, annelerin, babaların, çocukların, dedelerin, ninelerin, amcaların, yeğenlerin üzerine salınan yıkım. Bu kelimeleri kullanarak meramımı anlatmaya çalışıyorum. Bunlar insan. Bunlar Gazze'de yaşayan insanlar ve şimdi İsrail onları yok ediyor. Hamas saldırısı bahanesiyle binlerce ve binlerce aileyi yok ediyorlar. Bunun da ötesinde İsrail bu iki buçuk milyon insanın tüm suyunu, elektriğini, gazını ve yiyeceğini kesti. Burada tüm Gazze bölgesinin zifiri karanlığa gömüldüğünü görüyoruz. Yüz binlerce ailenin içme suyu, elektriği, doğalgazı ve yiyeceği yok. Asıl rahatsız edici olan ise İsrail'in Gazze'yi kalıcı olarak ortadan kaldırmak amacıyla başlattığı saldırıdan iki haftadan kısa bir süre önce Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir harita göstermiş olmasıdır. Bu haritanın adı Yeni Orta Doğu. İsrail'e baktığınızda Filistin bölgeleri tamamen ortadan kaldırılmış durumda. Netanyahu'nun Gazze'ye saldırmadan iki hafta önce gösterdiği Yeni Ortadoğu haritasında artık Filistinlilerin varlığına dair hiçbir işaret yok. Her sahte bayrak operasyonunda hep aynı ilke geçerlidir. Bazı varlıklar korkunç bir suç işlemek istiyor ama bunun için suçlanmak istemiyorlar. Bu yüzden suçu başka bir kuruma atmak zorundalar. Bu durumda Hamas'ı kullandıkları çok açıktır. Hamas'ın burada kötü aktör olduğu ve İsrail'in tek yaptığı şeyin kendini savunmak olduğu varsayılıyor. Yani şimdi onlarca yıldır yapmak istedikleri bir şeyi yapmaya, Gazze Şeridi'ni tamamen ortadan kaldırmaya ve Filistin halkına karşı korkunç bir cinayet işlemeye hakları var. O zaman aklımıza gelen bir sonraki soru şudur neden Hamas İsrail ile işbirliği yapmaktadır? Bir sonraki klipte muhtemelen cevabı bulacağız. ABD'li senatör Ron Paul, ABD hükümetinde Hamas'ın aslında İsrail tarafından kurulan ve İsrail için çalışmak üzere İsrail tarafından finanse edilen bir örgüt olduğunu haykırdı.   Ron Paul: Biliyorsun, Hamas... eğer geçmişe bakarsanız, Hamas, İsrail tarafından teşvik edildi ve finanse edildi, çünkü Hamas'ın Yaser Arafat'a kafa tutmasını istemişlerdi.   David Sorensen: Senatör Ron Paul'un söyledikleri Ronald Bernard adlı bir adam tarafından da doğrulanmıştır. Dünya tiyatrosunu perde arkasından kontrol eden, bu dünyanın en zengin ve en güçlüleri olan sözde finansal elitler arasında üst düzeyde çalıştı. Terör örgütlerini ve teröristlerle sözde mücadele eden örgütleri finanse eden tamamen aynı kaynaklar olduğunu açıklıyor.   Ronald Bernard: Para akışına dahil oldukları düşünüldüğünde bu şaşırtıcı değil. Onlar senin müşterilerin. Hükümetler, büyük miktar paralarla iş yapan t¨m kötü gruplari muüşteri olarak kabul ediyorlar. Alırsın büyük paralarla iş yapan tüm grupları müşteri olarak kabul ediyor. Sonra bağlantıları görmeye başlıyorsunuz. Dolayısıyla, sizin de az önce bahsettiğiniz gibi, bilgi konusunda bölümlere ayrılmış olabilirler. Ama ben ortada olduğum için birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını görebiliyorum. Paranın şuradan geldiğini, sonra şuraya gittiğini vs. görüyorsunuz. Bilgi edinmeye devam edersiniz ve böylece gerçekte neler olup bittiğine dair genel bir bakış elde edersiniz.   Görüşmeci: Terör örgütleri de dahil olmak üzere tüm bu grupları mutlu etmek zorunda mısınız? Herkesi mutlu etmeye mi çalışıyordun?   Ronald Bernard: Evet.   Görüşmeci: Aman Tanrım!   Ronald Bernard: Bu benim işimdi. Görüşmeci: Bütün topları havada tutmak.   Ronald Bernard: Evet, gerçekten. Öğrendiğim şeylerden biri, ki bunu daha önce bilmiyordum, gizli servislerle ilgili. Bir halka, bir ülkeye hizmet etmek ve onu korumak için orada olduklarını düşünürsünüz ama aslında suç örgütleri oldukları ortaya çıkar. Daha açık olmak gerekirse, sistem büyük ölçüde böyledir. Savaşları finanse etmekten, savaşlar yaratmaktan bahsediyoruz Yani temelde bu dünyada çok fazla sefalet, çok fazla çatışma yaratıyor. Ve sonra kendi kendime, keşke insanlar dünyanın gerçekte nasıl bir yer olduğunu bilseler diye düşünüyorum. Gizli servisler hiçbir şeyden çekinmeyecektir. Ama onların da para akışları var çünkü eğer uyuşturucu, silah ya da insan ticareti yapıyorlarsa, tüm bu paranın bir yere gitmesi gerekir. Her şeyin finanse edilmesi gerekiyor.  Görüşmeci: Bunu yaptıklarını teyit edebilir misiniz? Hepsi mi?   Ronald Bernard: Hepsi!   David Sorensen: Ronald Bernard ile yapılan röportajın tamamını web sitesi Stopworldcontrol.com/bernard Halka sunulan kukla tiyatrosunun perde arkasında dünyamızda gerçekte neler olup bittiği hakkında çok daha fazla şey açıklıyor. Çünkü o bir kukla. Gerçekten de tiyatro!   Efrat Fenigson: Bu sürpriz saldırı planlanmış gibi görünüyor. tüm cephelerde operasyon.   Eski piyade operasyon çavuşları: Görmemiş olmalarına imkan yok. Traktörlü 400 adam geliyor!   Hayatının çoğunu Kudüs'te geçirmiş olan Hıristiyan bir Filistinlinin anonim sesli mesajı: İsrail kendi halkını feda etti, sivilleri feda etti Gazze sınırlarında. David Sorensen: Sekiz yıldan uzun bir süre önce Filistin topraklarını işgal etmeye başladıklarından bu yana, yüz binlerce insan İsrail güçleri tarafından öldürüldü. Ve bu haritada da görebileceğiniz gibi, yavaş yavaş tüm topraklarını, çiftliklerini, bağlarını, evlerini, tüm mal varlıklarını çalıyorlar. Ve nihayetinde bu insanları dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olan ve dünyadaki en yüksek intihar oranına sahip Gazze'ye kapattılar, çünkü orada hayat çok çekilmez. Hamas konusunda hepimizin farkına varması gereken çok önemli bir husus var. Hamas İsrail'in mağduru oynayabilmesi için yaratıldı. Barışçıl bir ülkeyi işgal eden asıl saldırgan İsrail'dir. yüz binlerce insanı öldürdü, tüm topraklarını, evlerini, çiftliklerini, bağlarını, tüm mallarını çaldı ve onları açık cezaevlerine kapattı. hava hapishanelerinde ve bu insanların hayatlarının her günü terörize edildiği alanlarda. Yine de insanlığın büyük bir kısmı İsrail'e sanki kurban onlarmış gibi bakıyor. Hamas'ın başarısı budur. İnsanlığı manipüle etmek için istihbarat örgütleri tarafından yürütülen psikolojik operasyonlar da bu şekilde işliyor. Burada Siyonistler tarafından işgal edilmeden önce Filistin halkın’ın görüntülerini izleyebiliriz. Bunlar terörist değil. Bunlar tehlikeli insanlar değil. Bunlar sadece mutlu aileler, tıpkı sizin ve benim gibi. İsrail Savunma Kuvvetleri'nden eski bir asker, bu milyonlarca insanı her gün nasıl terörize ettiklerini anlatıyor.   Dena Takruri: Askerlik yaptığınız dönemde yaptıklarınızla ilgili olarak sizi ve vicdanınızı en çok rahatsız eden şey nedir?   Ori Givati, eski İsrail askeri: Bir Filistinli sabah uyandığında Eğer zamanında işinde olacakmı, uyuyacakmı, askerler evini işgal edecekmi, etmeyeckmi gibi sorularla karşılaşıyor. Temelde yaşamın en basit ve temel unsurlarını kontrol ediyoruz.   Dena Takruri: Bu, Filistinlilerin nüfusunu kırmak ve onlara kimin sorumlu olduğunu göstermek ve onları her gün aşağılamak için tasarlanmıştır. Ori Givati, eski İsrail askeri: Aynen öyle. Batı Şeria'daki 2,5 milyon Filistinlinin başlarını kaldıramayacaklarını hissetmelerini nasıl sağlayabiliriz? Onların hayatlarını kontrol ettiğimizi anlamalarını sağlayacağız. Ayrılmış yollar, yerleşim yerleri ve benzeri şeyler. İşgal altındaki toprakların her yerinde varlar. Askeri faaliyetler, ev işgalleri, devriyeler, dijital gözetleme. Burada da varlar, Batı Şeria'nın her yerinde de varlar. El Halil'deki fark, çok kısa bir yürüyüşle hepsinin örneklerini görebiliyor olmamız. Hepsini, hepsini.  Dena Takruri: Hepsini gördük.   David Sorensen: Birleşmiş Milletler, 2008 ile 2020yılları arasında öldürülen 5.590 Filistinliye karşılık 251 İsraillinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ancak İrlanda'dan bir Avrupa Parlamentosu üyesi rakamların çok daha yüksek olduğunu söylüyor.  Avrupa Parlamentosu'nun bir üyesi: 2008'den bu yana Gazze ve Batı Şeria'da 150.000'den fazla Filistinli sivil öldürüldü veya yaralandı ve bunların 33.000'i çocuktu.   David Sorensen: Filistin'in işgalinin ve milyonlarca insanın topraklarının çalınmasının, öldürülmelerinin ve işkence görmelerinin ardında gerçekte ne var? Daha derin olan nedir Tüm bunların arkasındaki gündem nedir? İsrail Devleti'nin kuruluşunun arkasındaki varlıklara baktığımızda cevabı buluyoruz. Rothschild ailesi. Kendi resmi web sitelerinde, İsrail'in kuruluşunu finanse edenlerin kendileri olduğunu söyleyerek övünüyorlar. İsrail'i mümkün kılanlar onlardır. Peki Rothschildler kim? Ve neden yeni bir siyasi ve askeri İsrail devletinin inşasına yatırım yapmak için milyarlarca dolar harcadılar? Rothschildler dünyanın en zengin insanları arasında yer almaktadır. Servetlerinin birkaç trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu da birkaç bin milyar dolar demektir. Bu da onları temelde bu dünyanın tüm finans ve bankacılık sistemindeki en güçlü insanlar haline getiriyor. Örneğin, London City ile karıştırılmaması gereken City of London'da faaliyet göstermektedirler. London City hepimizin bildiği bir şehirdir. İnsanların yaşadığı ve turistlerin ziyaret ettiği yer Londra'dır. Ancak “City of London”, 1.000.000 metrekarelik küçük bir alandır. kare Londra şehrinin kalbinde bir mil. “City of London”,tüm dünyanın finans merkezidir. Ve “City of London” ile ilgili son derece önemli bir şey var. Bu 1 mil karelik küçük alan egemen bir devlettir. Ne İngiltere yasalarına, ne Birleşik Krallık'a ne de kraliyet ailesine tabidir. Aksine, “City of London”, aslında onlara hükmetmektedir. “City of London”, hepimizin Britanya İmparatorluğu olarak bildiği yapının devamıdır. Britanya İmparatorluğu dünya egemenliğini ele geçirmeye çalıştı. Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, birkaç Afrika ülkesi ve daha pek çoğu gibi dünyanın büyük bir kısmına hala sahipler. “City of London”, bu dünyadaki tüm büyük bankaların merkezi olduğu gibi Masonluğun da merkezidir. “City of London”, 'nin arması iki ejderha ve ejderha kanatlı bir şövalyenin miğferini göstermektedir. İngilizceye çevrilen Latince inanç, "Rab Bize Yol Göster" anlamına gelmektedir. Bu yüzden ejderhaları gösteriyorlar ve "Tanrım bize yol göster" diyorlar. Mitolojide ve aynı zamanda maneviyatta, örneğin Kutsal Yazılar'da ejderha, tüm insanlığı kandırmak ve yönetmek isteyen kötülüğün kişileştirilmesini temsil eder. Kadim ejderha Şeytan'ın ya da İblis'in sembolüdür. “City of London” 'nin 14 ejderha heykeli ile çevrili olması önemlidir. Yani ejderha “City of London” nun bir numaralı sembolüdür. Bu da bizi Rothschild'lerin bir başka unsuruna getiriyor. Luciferianism ya da Satanizm adı verilen bir dine dahil olmalarıyla bilinirler. Barones Philippine de Rothschild sık sık Satanizm'in sembolü olan boynuzlu bir keçiyi tasvir eden mücevherler takardı. Hatta Şeytan'ın başını gösteren mücevherleri bile vardı. Bu resimde, Baron Jacob Rothschild‘in "Şeytan Ordularını Cehennemden Çağırıyor" adlı ünlü tablonun önünde poz verirken görebiliriz. En sevdikleri sanatçılardan biri olan Marina Abramovic ile birlikte poz veriyor. Bu hanımefendi elitler için çok tuhaf partiler düzenliyor. Burada "Spirit Cooking" olarak adlandırılan bu partilerden bazı görüntüler görüyorsunuz. Temelde insan kurban etme ve yamyamlık uygulamalarını kutlamaktadırlar. Bir sonraki videoda İsrail devletini kuran Rothschild'lerin gözde sanatçılarından Marina Abramovic'in düzenlediği Spirit Cooking yemeğini izleyebilirsiniz. Sizi uyarmalıyım: birazdan görecekleriniz son derece grafik, müstehcen ve son derece rahatsız edici. 2 Aralık 1972'de Marie Helene de Rothschild sürrealist bir etkinlik düzenledi. Fransa'daki şatolarından biri olan Chateau de Ferriere'de balo. Bunlar partilerinden bazı görüntüler. Yine Satanizm'in kalbinde yer alan insan kurban etmeyi kutlamaktadır. Burada Rothschild'lerin iyi bir dostu olan Abramovic'in daha fazla sanat eserini görebilirsiniz. Satanizmin tüm sembolizmini kutluyor; yılan, şeytanın boynuzları, hatta çocuk istismarı. 2017 yılında Rothschilds, Lasco Projesi kapsamında yelkenli teknelerini süslemesi için dünyamızdaki binlerce sanatçı arasından bir sanatçı seçti. Dünyamızdaki mevcut tüm sanatçılar arasından özel bir kişiyi, Cleo Peterson'ı seçtiler. Burada sanatından bazılarını görebilirsiniz. Her zaman beyaz figürlere işkence eden karanlık varlıkları gösterir. Her zaman karanlık ışığa işkence ediyor. Kötülük iyiliğe hükmediyor. Şiddet içeren tecavüz, şiddet içeren cinayet, şiddet içeren kölelik ve şiddet içeren baskı. Rothschild'lerin yelkenli teknelerini süslemesi için bu sanatçıyı seçmiş olmaları son derece anlamlıdır. Bu videonun başında, bunun son derece rahatsız edici bir bilgi olacağı konusunda sizi uyarmıştım. Ve eminim ki çoğu insanlar, gelişen ülkelerden sayılan İsrail'in bariz Satanistler tarafından kuruldunu bilmiyorlardır. Ancak bu bizi asıl soruya geri götürüyor: neden Filistin'i işgal ettiler mi? İsrail devletini neden kurdular? Bilgili olan herkes, dünya tarihi boyunca her zaman dünya hakimiyeti için bir gündem olduğunu bilir. Bu bir komplo teorisi değil. Bu, insanlık tarihinin en temel gerçeklerinden biridir. Birbiri ardına dünya imparatorlukları kurulmuştur ve garip bir nedenden ötürü, günümüzde dünya egemenliğine yönelik bir gündemin gerçekliğini göz ardı eden pek çok insan vardır. Zamanımızda artık dünya hakimiyeti için bir gündem olmayacağını düşünmek neredeyse delilik, çünkü bu insanlık tarihi boyunca her zaman ana tema olmuştur. Tek soru şu: bugün dünya egemenliğini hedefleyen insanlar kimler? Örneğin, kendi web sitelerinde küresel yönetişim için çabaladıklarını açıkça ifade eden Dünya Ekonomik Forumu var. Tüm dünyayı kontrol etmek istiyorlar. Ayrıca internet ve kurumsal yönetişim için de çaba sarf etmektedirler. İnsan toplumunun her yönü üzerinde yönetim kurmak istiyorlar. İşte burada. Her şey ortada. Rothschildler, temelde Londra Şehri ve bu üst düzey finans elitleri tarafından desteklenen bir kamu kuruluşu olan Dünya Ekonomik Forumu'nun arkasındaki aileler arasında yer alıyor. Geçtiğimiz on yıllarda, bu finansal elitlerin içinde neler olup bittiğine dair son derece rahatsız edici ifşaatlar, hayatta kalan kurbanlar, görgü tanıkları, eski çalışanlar, hatta FBI ve CIA'in eski yöneticileri, eski polis memurları, dedektifler, ordudan komutanlar ve istihbarat servislerinden eski ajanlar ve memurlar tarafindan ifşa edilmişti. Tüm bu insanlar aynı korkunç gerçeği ortaya koymaktadır. Dünyamıza, bu finansal elitler arasında nasıl organize bir çocuk istismarı ve çocuk kaçakçılığı sistemi ve hatta çocuk işkencesi ve çocuk kurban etme ritüelleri olduğunu ifşa ediyorlar. Örneğin, ihbarcı Ronald Bernard var. Bu finans çevrelerinde en üst düzeyde faaliyet gösteriyordu ve trilyonlarca doları hareket ettiriyordu. Bu finansal elitlerin en üst düzeylerinde gerçekten de şöyle bir şey olduğunu ifşa etti Luciferianism denilen din. Ve bir süreliğine onların şeytani ayinlerine katıldı çünkü çok fazla eğlence, seks, uyuşturucu ve rock'n roll vardı, diyebilirsiniz. Ancak daha sonra çocuk kurban etme ritüeline katılmaya davet edildi. Ve o söz verilmişti. Buna katılırsa, hayal bile edemeyeceği finansal fırsatlar elde edecekti. En çılgın hayallerinden bile daha zengin olacaktı. İşte bir Ronald Bernard'ın ifadesinden kısa bir kesit.  Ronald Bernard: Ama sonra bir noktada davet edildim, bunları size anlatmamın nedeni de bu, yurtdışındaki kurban törenlerine katılmak. Bu kırılma noktasıydı. Çocuklar.   Görüşmeci: Senden bunu yapman mı istendi?   Ronald Bernard: Evet, ve ben bunu yapamazdım.   Görüşmeci: Bu arada biraz durmak ister misiniz?   Ronald Bernard: Hayır. Sonra yavaş yavaş çökmeye başladım. Ben de çocukken çok şey yaşadım ve bu beni gerçekten derinden etkiledi. Her şey değişti. Ama kendimi içinde bulduğum dünya buydu.   David Sorensen: Ronald Bernard'ın dünyamıza ifşa ettikleri, inanılmaz sayıda başka ihbarcı tarafından da doğrulanmıştır. Bu elitlerden çıkan birkaç kişiyle şahsen temas halindeyim ve hepsi de aynı şeyi söylüyor. Ve bu da İsrail'e geri döneceğiz. Bu da bizi Orta Doğu'da gerçekte neler olup bittiğine geri götürüyor. Bu finansal elitlerin içinden çıkan tüm bu insanlar, nihai hedeflerinin tek bir dünya hükümeti, küresel yönetişim kurmak olduğunu ifade etmektedir. Ve merkezin Kudüs'te olmasını istiyorlar. Bunun çok eski bir ruhani nedeni vardır. I Şu anda bu konuya girmeyeceğim ama her şeyin bir arka planı var. Özellikle Kudüs'ün karargâhları olmasını istiyorlar. Şimdi, birçok Hıristiyan için bunu duymak son derece şok edici olacaktır ve bunu tamamen anlıyorum, ancak beni dinlemenizi rica ediyorum. Burada sunduğum her şey sağlam kanıtlardır. Herkes tarafından araştırılabilir. Ve tüm gerçekler, bu gerçeklere bakmaya cesareti olan herkes için mevcuttur. Peki neden kimse bunun farkında değil? Yaklaşık iki milyar kişiden oluşan dünya çapındaki tüm Hıristiyan toplumu neden İsrail devletini körü körüne destekliyor? Hadi gidelim. biraz geçmişe dönelim. Filistin yüzyıllar boyunca Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların birbirleriyle uyum içinde yaşadığı çok huzurlu bir bölgeydi. Nefret yoktu. savaş yoktu. Bu, siyaset ve finans dünyasındaki yüksek güçler tarafından yaratılan doğal olmayan bir şeydir. Ancak bu insanların birbirleriyle hiçbir sorunu yoktu. Ancak Rothschild bu devleti kurmak için yatırım yapmaya başladığında, farklı insan grupları arasında yapay olarak nefret körüklendi. Böylece yüzyıllarca barış ve uyum içinde mutlu bir şekilde yaşadıktan sonra, aniden Siyonistler ya da Siyonizm olarak adlandırılan güçler tarafından işgal edildi. Siyonizm, tek bir dünya hükümetinin merkezi olarak, yeni bir İsrail kurmak isteyen insanların felsefesi veya hareketidir. Ancak hedeflerine ulaşabilmek için çok önemli bir şey yapmaları gerekiyordu. Dünya çapındaki Hıristiyan toplumunun desteğine ihtiyaçları vardı. Kiliselerin yanlarında olmasına ihtiyaçları vardı. Dolayısıyla 19. yüzyılda, İsrail kurulmadan önce, Rothschildler Hıristiyanlıktaki bazı kişilerle yakın bir şekilde çalıştılar. Cyrus Scofield adında bir adamın ilgisini çektiler. Dolandırıcılık ve sahtecilik konusunda uzman, hüküm giymiş bir ceza avukatıydı. Kendisinden yeni bir İncil yaratması istendi. Scofield Çalışma İncili. Bu, tarihte yüzlerce dipnot içeren ilk Kutsal Kitap'tır. Bu dipnotlarda, Amerikan Evanjelik Kilisesi'ne yeni bir doktrin sokulmuştur; bu doktrine göre yeni bir siyasi askeri İsrail kurulacak ve Mesih dünyayı yönetmek üzere buraya gelecektir. Ve bunun Tanrı'nın İbrahim'e verdiği vaadin gerçekleşmesi olacağını ve aynı zamanda Mesih'in dünyaya döneceği vaadinin de gerçekleşmesi olacağını söylediler. Bu İncil daha sonra Moody İncil Enstitüsü aracılığıyla tüm Amerika'ya yayıldı ve günümüz Evanjelik teolojisinin temeli haline geldi. Hiç kimse bu İncil'in doğrudan Satanistler tarafından finanse edildiğini ve tek dünya hükümetlerinin merkezi olacak yeni bir İsrail kurmak için Hıristiyanlığı kendi taraflarına çekme gündemine hizmet ettiğini söyledi. Ve yine, tüm bunların daha önce bunları hiç duymamış olan birçok insana çok çirkin geldiğini biliyorum, ancak bunu araştırabilirsiniz ve sizi durum tespiti yapmaya teşvik ediyorum. Bu konuda onlarca yıldır çalışıyorum. Neden bahsettiğimi biliyorum. Ancak, bilgi sahibi olmayan, belirli bir zihniyeti kabul etmiş, buna körü körüne inanmış ve araştırmadan bunu herkese tekrarlayan insanlarla konuşmak bazen çok zor olabiliyor. Ancak tüm bunlar tarihi gerçeklerdir. Scofield Çalışma İncili Rothschild'lere ait olan Oxford Üniversitesi yayınevi tarafından basılmıştır. Ve tüm bu teoloji ilk olarak John Darby tarafından yazılmıştır. Dünyanın en perili kalesi Leap Kalesi'ne sahip olan John Darby ve kaleni mağarasinda 150 cesedin bulunduğu ve satanist ayinler düzenlendiği ortaya çıktı. John Darby her türlü okült dini yazılarındaki terimler. Gizli cemiyetlere ve okült gruplara dahil olmuştur ve Cyrus Scofield'i eğiten kişidir. Ama John Darby, Rothschild'lerin bir çalışanıydı. Doğu Hindistan Şirketi için çalıştı. Bu Scofield Çalışma İncili, bu yeni İsrail'i destekleyen herkesin Tanrı tarafından kutsanacağını ve desteklemeyen herkesin Tanrı tarafından lanetleneceğini söylüyordu. Bu yüzden Hıristiyanları kendi taraflarında olmaya zorlamak için korku ve gözdağı kullanıldı ve başarılı oldular. Günümüzde Hıristiyanlığın büyük çoğunluğu, İsrail'in bu yeni siyasi askeri devletinin gerçekten de Tanrı'nın İbrahim'e verdiği sözün gerçekleşmesi olduğuna inanmaktadır. Ama burada gerçekte neler olup bittiğine dair en ufak bir fikirleri yok. Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin binlerce yıldır barış içinde bir arada yaşadığı Filistin topraklarına yönelik tüm bu vahşi istila, Tanrı'nın İbrahim'e verdiği sözün yanlış anlaşılmasına dayanmaktadır. Eski Antlaşma'da Tanrı İbrahim'e toprak alacağını ve ondan büyük bir halk çıkacağını söyledi. Ancak daha sonra elçi Pavlus olacak olan Yahudi dini uzmanlarından biri, İbraniler olarak adlandırılan kendi zamanındaki Yahudilere, İbrahim'e aslında vaat edilmediğini ve çölde bir yer aramadığını yazdı. O Tanrı'nın eliyle inşa edilmiş, çok daha güzel, çok daha derin, çok daha görkemli bir cennet arıyordu. Bu, Mesih olan ve Tanrı'nın İbrahim'e ve onun soyuna verdiği tüm vaatleri yerine getirmek için gelen İsa Mesih tarafından onaylanmıştır. Ama "Benim krallığım bu dünyaya ait değil" diyerek herkesi şaşırttı. "Benim krallığım insan gözüyle görülemez" dedi. "Benim krallığım silahlarla çalışmaz, benim krallığım savaş açmak". "Benim krallığım yeryüzünde coğrafi bir konumda değildir" dedi. "Benim krallığım göksel bir alemdir ve onu ancak Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla görebilirsiniz" dedi. "Ona ancak ruh tarafından yukarıdan doğduğunuzda girebilirsiniz". Ve dedi ki, "Benim krallığım sizin aranızdadır. O senin içinde". Dolayısıyla Tanrı, savaş yürüten ve insanları öldüren siyasi ve askeri bir ulusla ilgilenmez. İsa Mesih'e barış prensi denir. İnsanlar arasındaki tüm nefret ve şiddeti ortadan kaldıran ve insanları kardeş yapan O'dur. Bu yüzden Yeni Antlaşma'da şöyle yazar "Mesih'te ne Yahudi ne de Yahudi olmayan vardır". "Artık düşmanlık ya da bölünme yok". "Mesih'te yeni bir insan, yeni bir yaratılış vardır". Mesih'i kabul edenler, Tanrı'nın krallığına girebilecek olanlardır. Bunun siyasetle, askeri savaşla, bir insan grubu ile başka bir insan grubu arasındaki nefretle hiçbir ilgisi yoktur. Bu aslında bunun tam tersidir. Ama hepimize tamamen farklı bir şey söylendi. Rothschild'ler tarafından, tüm dünyaya yayılmış olan Scofield Çalışma İncili aracılığıyla İsa'nın söylediklerinin tam tersi olan siyasi ve askeri bir ulusla ilgili olduğu tüm Hıristiyanlık tarafından sorgusuz sualsiz kabul edildi. Kutsal Yazılar'ın ne dediğini bilenler için, kuyudaki Samiriyeli kadına bile, "İnsanların Yeruşalim kentinde Tanrı'ya tapındıkları zaman geçti, zaman bitti" dedi. "Şimdi gerçek tapınanlar Tanrı'ya ruhta tapınacaklar, çünkü Tanrı ruhtur" dedi. "Ve bu onun özlemini duyduğu ibadettir". Ve sonra Elçi Pavlus Galatyalılara açıkladı, "Çocuklar, şunu anlayın" dedi. "Sizler dünyevi Kudüs'ün çocukları değilsiniz". "Siz dünyevi bir şeyin çocukları değilsiniz". "Sizler çocuksunuz, göksel Yeruşalim'den geliyorsunuz". "Göksel Yeruşalim senin annendir". Göksel bir krallık. İsa Mesih, Eski Antlaşma'da fiziksel bir İsrail, fiziksel bir Yeruşalim, taştan bir tapınak olduğunu söyledi. Ama 70 AA yılında bunların hepsi yok edildi, Yüce Tanrı tarafından yargılandı. Yeni Antlaşma'da ise artık diri Tanrı'nın tapınağı olduğumuz söylenir. O içimizde yaşar, biz O'nun konutuyuz ve Ruhu bizi Tanrı'nın yaşayabileceği evler olarak inşa eder ve bizim aracılığımızla dünyaya şifa ve kurtuluş getirir. Yani tamamen zıt iki zihniyete sahibiz. İsa'nın zamanında Yahudiler siyasi ve askeri bir krallık istiyorlardı. İşte bu. Havariler neden İsa'ya katıldı? İşte bu yüzden İsa'ya ihanet eden Jude onu takip etti. Mesih'in İsrail'i askeri ve siyasi bir şekilde yeniden kurmasını bekliyordu. İsa bunu yapmayınca ve Yahudiler tarafından öldürüleceği belli olunca, Jude O'na ihanet etti. Bu adamın siyasi ve askeri bir İsrail'i yeniden kuramayacağını düşündü. O hiçbir şekilde benim düşündüğüm gibi biri değil. İsrail'den tüm insanlığa barış getirecek dünya liderimiz olmayacak. Bu yüzden Jude ona ihanet etti ve bu da İsa'nın öldürülmesine neden oldu. Elçiler de Mesih'i terk ettiler. Hayal kırıklığına uğramışlardı. Ancak Pentikost'ta Tanrı'nın Ruhu geldiğinde, elçilerden başlayarak tüm Hıristiyanlar aniden Mesih'in kendilerine açıkladığı şeyi anlamaya başladılar. Bu siyasi, askeri bir toprakla ilgili değil. Bu cennet gibi bir ülkeyle ilgili. Bu, Yüceler Yücesi Tanrı'nın yüreğinizdeki hükümranlığıyla, içsel dönüşümünüzle, cennetin yüreğinize yerleşmesiyle ve tamamen farklı bir kişi haline gelmenizle ilgilidir. Bir din aracılığıyla değil, siyasi ya da sosyal ya da askeri bir şey aracılığıyla değil, çocuk olarak. İsa dedi ki, eğer Küçük bir çocuk gibi olursanız, cennetin krallığına girebilirsiniz. Böylece Tanrı'nın İbrahim'e ve onun soyundan gelenlere verdiği vaatler Mesih'te yerine geldi. Tanrı hiçbir zaman, nihai gerçekleşmesi olacak bir çöl parçasından söz etmemiştir. Onda çok daha güzel, çok daha görkemli bir şey vardı. Göksel bir krallığı, göksel bir ulusu, dünyanın her yerinde Tanrı'yı seven insanları vardı. Ve burada Yahudi, İsrailli ya da İbrahim'in soyundan olmanın ne anlama geldiğiyle ilgili inanılmaz bir yanlış anlamaya geliyoruz. Abraham kimdi? Gerçek Yahudi nedir? Dikkatli dinle. Hıristiyan olmasanız bile, herhangi bir şekilde dindar olmasanız bile, bu son derece ilginç ve büyüleyici ve İsrail'de neler olup bittiğini ve dünya hakimiyeti gündeminin özünü açıklıyor. Dolayısıyla bu, geçmişimiz ve inançlarımız ne olursa olsun hepimizle ilgilidir. Bu yüzden lütfen izlemeye devam edin, çünkü çok daha fazlası ortaya çıkacak. Hz ibrahim yaşamın yaratıcısına sadık biriydi. O şeytana katılarak, ibadet, insan kurbanı etme, büyücülük ve sihirler yapmadı. Tüm yaşamın Yaratıcısına sadık kaldı. İşte bu. neden Tanrı İbrahim'e kendini gösterdi ve şöyle dedi: İbrahim, tarih boyunca senin gibi olacak tüm insanların babası olacaksın. Onlar da kendi kültürlerindeki kötü ortamlara rağmen beni sevecek şekilde sizin izinizden yürüyeceklerdir. Uluslarındaki sapkınlık ve kötülüğe rağmen bana sadık kalacaklar. "Sizden büyük bir halk çıkacak" dedi, Her oymaktan, her dilden, her ulustan gelecekler ve bunlara İsrail denecek. İsrail, Tanrı'nın Prensi ya da başka bir deyişle göğün ve yerin Yaratıcısının kraliyet çocuğu anlamına gelir. Yani İsrail oldu asla siyasi bir ulus olmak istemedi. Kısa bir süre için bunun işe yaramadığını göstermek içindi, çünkü İbrahim'den sonra gelen İsrail halkı Yaratıcı'yı terk ettiler, karanlığa geri döndüler ve şeytanlara tapmaya ve insan kurban etmeye geri döndüler. Bunu Kutsal Yazıların tamamında okuyabilirsiniz. Ve Tanrı onları Kendisine geri çağırmak için peygamberlerini göndermeye devam etti, ama onlar her zaman onları reddettiler ve hatta öldürdüler. Tanrı gösterdi ki, siyasi bir ulus benim fikrim değil. Bahsettiğim şey bu değil. Ben Fiziksel tohumdan bahsetmiyorum. Ruhani tohumdan bahsediyorum. Yürekleri sünnet edilmiş, karanlığın ortasında benimle yürüyen, kötülüklerle çevrili bir ortamda bana sadık olan, imanla yürüyen insanlardan söz ediyorum. Gözleri görmese de, akılları anlamasa da bana güvenmeye devam ediyorlar. İbrahim'in soyundan gelmenin anlamı budur. Onun gibiyiz, onun gibi yürüyoruz, onun gibi yaşıyoruz, onun izinden yürüyoruz. İşte bu yüzden peygamber Yeşaya ve elçi Pavlus açıkça eski İsrail'in sadece çok küçük bir kısmı gerçekten İsrail'dir. Sadece Tanrı'ya gerçekten sadık olanlar. Eski İsrail'in büyük çoğunluğu Tanrı'ya sırtını döndü ve insan kurban etme, şeytana tapma ve her türlü sihir ve büyüyü uygulayan diğer uluslar kadar kötü ve Şeytani davrandılar. İbrahim imanın babasıdır. Onun tohumu genetik değil. Onun tohumu ruhsaldır. İşte bu yüzden İsa dedi ki, « Yaratıcı'yı dinleyenler, Tanrı'ya kulak verenler ve O'nun dediklerini yapanlar Tanrı'nın çocuklarıdır. » Onlar benim kardeşlerim. İşte bu yüzden Elçi Yuhanna genetik yollarla, soyla ya da bir insanın iradesiyle Tanrı'nın çocuğu olmanın imkânsız olduğunu söylemiştir. Tanrı'nın gönderdiği Mesih'i kabul ederek, Tanrı'nın söylediklerine inanarak Tanrı'nın çocuğu olursunuz. Mesih'in zamanında, Mesih'i kabul eden Yahudiler olduğu gibi, reddeden Yahudiler de vardı. Mesih'i reddeden Yahudiler askeri bir siyasi krallık isteyen Yahudilerdi. Romalıları yenmek ve tüm dünyayı yönetecek askeri bir ulus kurmak istiyorlardı. Kutsal Yazıları çok dünyevi bir şekilde yorumladılar. Mesih neden, Tanrı'ya ancak Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla tapınabileceğinizi ve onu anlayabileceğinizi söyledi? İşte bu yüzden Elçi Pavlus da Mesih'in zihnine sahip olduğumuzu söylemiştir. Tanrı'nın gizemlerini açıklayan Ruh'un zihnine sahibiz. Ve Tanrı'nın gizemi, verdiği vaatlerin Mesih'te yerine gelmesiydi. Ve yine bu yüzden Tanrı'nın tüm vaatlerinin siyasi veyahut askeri bir ulusta değil, ama Mesih aracılıyla evet ve amin olduğunu söyler. Yani Kutsal Kitap'ın gerçekte söylediği özetle budur. Bu aynı zamanda Hıristiyan inancının özü, kalbidir. Tanrı insanın yüreğinde yaşar. O, insanlar tarafından inşa edilmiş bir tapınakta ikamet etmez. O, Tanrı'nın Ruhu tarafından inşa edilmiş olan insanın yüreğinde yaşar. Hayatımız, zihnimiz, düşüncelerimiz, eylemlerimiz, tüm varlığımız Yaratıcı'nın sevgisini ifade etmesi ve insanlığın geri kalanına sevgisini göstermesi için bir yuva haline gelir. Ve Tanrı'da ırkçılık yoktur. O kişilere saygı duymaz. Yahudi olmanın İbrahim'le bir tür genetik bağınız olduğu anlamına geldiği zihniyeti sizi ırkçı yapar, çünkü bu şekilde düşünen insanlar Yahudilerin insanlığın geri kalanından daha iyi olduğunu söyler. Diğer herkesi katletme, öldürme, işkence etme, hapsetme ve soyma hakkına sahipler, çünkü onlar seçilmiş insanlar. Ferisiler de tam olarak böyle düşünüyorlardı. Kutsal Yazılar'da diğer uluslar hakkında köpekler gibi konuştuklarını okuyabiliriz. O insanların hayvan olduğunu söylediler. Ve şimdi Hamas'ın İsrail'e saldırmasıyla, ki Hamas aslında Hamas değil, Hamas İsrail'i finanse eden aynı kişiler tarafından finanse ediliyor, ama İsrail Savunma Bakanı kelimenin tam anlamıyla bu Filistinlilerin insan hayvanlar olduğunu söyledi. İşte Yahudi olmanın diğer insanlardan daha iyi olduğunuz anlamına geldiğini düşünen bu insanların ırkçı zihniyeti budur.   Yoav Gallant, İsrail Savunma Bakanı: Gazze halkına tam bir kuşatma uyguluyoruz. Elektrik, yiyecek, su ve yakıt olmayacak. Her şey kapalı. Bizler insan hayvanlarla savaşıyoruz ve buna göre hareket ediyoruz.   David Sorensen: Kutsal Yazılar'ın söyledikleriyle Hıristiyanlığa sokulanlar arasında tam bir tezat vardır. Temel olarak Siyonizm doktrini, dünyayı yönetecek siyasi ve askeri bir İsrail isteyen eski İsrailoğulları zamanına kadar uzanmaktadır. Bu temelde gerçek bir yorumdur. Ve İsa'yı öldürenler de onlardır. Bütün Hıristiyanları öldürenler onlar. Elçileri katledenler onlardı çünkü cennetin krallığını insanların yüreğinde istemiyorlardı. Tanrı'nın vaatlerinin siyasi ve askeri olarak yerine getirilmesini istiyorlardı. Bu yüzden Mesih'i reddettiler. Elçilerin vaaz ettiklerini reddettiler. Kutsal Yazılar'ın gerçekten söylediği her şeyi reddettiler. İşte bu noktada konunun özüne geliyoruz ve umarım hala benimle birliktesinizdir. Bunu olabildiğince kısa ve öz bir şekilde anlatmaya çalıştım ama bu videoyu izleyen tüm Hıristiyanları Kutsal Yazıları samimiyetle incelemeye davet ediyorum. Pavlus'un Galatyalılara yazdığı mektubu okuyun. Müjde'de Mesih'in krallık hakkında söylediklerini okuyun. Hiçbir zaman siyasi ve askeri bir saltanattan bahsetmemiştir. Bunu şiddetle reddetti. Tamam mı? Ve Jude bunun için ona ihanet etti. Hıristiyan kilisesi ciddi bir şekilde altüst oldu. İsa'nın söylediklerine sadık kalmak yerine İsa dedi ki, inandıklarını, takip ettiklerini ve tapındıklarını iddia ettikleri kişiler aslında İsa'nın söylediği her şeyden tamamen uzaklaştı. Ve Ferisilerin söylediklerine geri döndüler. Askeri ve siyasi bir İsrail'e ihtiyacımız var. Günümüz İsrail Devleti'ne baktığımızda, Tanrı'nın Kutsal Yazılar'da bahsettiği İsrail'le hiçbir ortak yanı olmadığı açıkça görülür. Kutsal Yazılar'da Tanrı, İsrail'in, Tanrı'nın Prensi'nin, Tanrı'nın kraliyet çocuklarının kendi ailesi olduğunu söyler. O'nun halkı, O'nu sevenler, O'na ibadet edenler, O'na sadık kalanlar. Çocukları, sevdikleri, gözbebekleri, gerçekten Tanrı'ya ait olan insanlardır. Şu anki İsrail Devleti'ne baktığınızda, tüm dünyadaki en ateist devletlerden biri olduğunu görürsünüz. İsrail'in büyük çoğunluğu Tanrı'nın varlığını şiddetle reddetmektedir. Tanrı'nın olmadığını söylüyorlar. Birçoğu mason. İsrail, kısa varoluşunda, Orta Doğu'daki en büyük onur yürüyüşü ile dünya çapında cinsel sapkınlığın başkentlerinden biri haline geldi. Pedofiller için güvenli bir sığınak. Çocuk istismarından dolayı kanun tarafından aranan kişiler İsrail'e kaçabilir ve orada yargılanmazlar. Dolayısıyla bu, İsrail'in Tanrı'nın bahsettiği gerçek İsrail'le hiçbir ilgisi olmadığına dair çok güçlü bir kanıttır ki, bu tam anlamıyla bunun tam tersidir. Tanrı der ki, düşmanlarınızı sevin, hepimiz kardeşiz. İnsanları birbirleriyle barış içinde yaşamaya çağırır. İsrail ise bunun tam tersidir. Milyonlarca insanı öldürüyor. Onları öldürüyor, hapishanede çocuklara işkence ediyor. Bu akıl almaz bir şey. Satanistler tarafından finanse edilen, cinsel sapkınlığın başkenti ve dünyanın en ateist uluslarından biri olan bu siyasi, askeri, şiddet devleti ile Tanrı'nın İsrail'in ne olduğunu söylediği arasında hiçbir bağlantı yoktur. Kelimenin tam anlamıyla tam tersi. Sana bir şey göstereyim. Bu yasal bir 1 dolarlık not. Gerçek olduğunu nereden biliyorsun? Çünkü burada öyle yazıyor, değil mi? 1 Dolar. Dolayısıyla bunun gerçek bir 1 dolarlık banknot olduğundan emin olabilirsiniz. İsrail'de olan da tam olarak bu. Birinin bir kimliğe bürünmesi ya da belirli bir isim kullanması, onun gerçek olduğu anlamına gelmez. Bu gerçek bir 1 dolarlık banknottur. Sadece 1 dolar yazmıyor, aynı zamanda tüm özelliklere de sahip. İsrail'e baktığımızda, sadece İsrail ismine aldanmamalı, özelliklerine de bakmalıyız. Herkes ben İsrailliyim, ben Yahudiyim ya da başka bir şey diyebilir. Tevrat'a, Eski Ahit'e ve Kutsal Yazılara göre gerçek İsrail'in ayırt edici özelliklerinin neler olduğuna bakmalıyız. Ve sonra bakmalıyız ki Bu özellikleri görebiliriz, bir şeyin gerçek olup olmadığını bu şekilde belirleriz. Etrafta dolaşıp "bakın, bu gerçek, çünkü öyle yazıyor" diyemezsiniz. Davut Yıldızı'nı kullanmak ve İsrail adını kullanmak sizi İsrail yapmaz. Bu gerçekten anlamamız gereken bir şey. Sizinle paylaşmam gereken bir diğer önemli husus da, bunun insanlığa bir insan grubu ile diğeri, İsrailliler ve Filistinliler arasındaki sonsuz bir çatışma olarak sunulmasıdır. Ama gerçekte olan bu değil. Hem İsrail'in hem de Hamas'ın arkasındaki oluşumları gördüğümüz gibi, bu çatışmaya neden olanlar da onlardır. Bu savaşı başlatanlar onlar. Esasen bu, Derin Devlet ile tüm insanlık arasındaki bir savaştır ve hem İsrail hem de Filistin halkı bunun kurbanıdır. Hepimiz, perde arkasında faaliyet gösteren ve ipleri elinde tutan çok güçlü ve çok kurnaz bir grup insan tarafından kandırılıyoruz. İşte bu, İsrail'in çözülmüş olan gizemidir. Bunun eski kutsal kitapların İsrail'in ne olduğu hakkında söyledikleriyle hiçbir ilgisi yoktur. Bunun tam tersi bir durum söz konusudur. Bariz bir şekilde kurulmuş ve finanse edilmiştir. Dünya hakimiyeti için bir gündemi olan ve bu gündemlerinde başarılı olabilmek için dünyanın dört bir yanından milyarlarca Hıristiyan'ın desteğini almak isteyen Satanistler. I duyarsanız bunun son derece şok edici olduğunu anlayın Bu ilk kez oluyor, ancak tüm bu bilgiler araştırılabilir. Durum tespiti yaptığınızda bunun için daha fazla kanıt bulabilirsiniz. Sizi, savaş yaratan ve yüz binlerce hatta milyonlarca insanı öldüren oluşumları desteklemediğimiz daha iyi bir dünya inşa etmenin bir parçası olmaya davet etmek istiyorum. Bu dünyayı dehşet, terör, korku ve yıkım dolu bir yer haline getirmek için burada değiliz. Bizler tüm insanlığa sevgi, adalet ve iyilik getirmek için buradayız. Bu bizim amacımız. İşte bu. neden bu film son derece hain bir gündemi ifşa etmek için yapılmıştır. Planları dünya savaşını kışkırtmak ve böylece bunu sözde barışı getirecek olan tek dünya hükümetini kurmak için bir bahane olarak kullanmaktır. Bu tuzağa düşmek ya da gözlerimizi açıp doğru olanı savunacak ve onların gündemini engelleyecek cesarete sahip olmak gibi bir seçeneğimiz var. Sizi web sitesine gitmeye davet ediyorum StopWorldControl.com adresini ziyaret edin ve e-postalarımıza kaydolun. Öğreneceksiniz dünya egemenliğine yönelik resmi gündem ve bu planı engellemenin bir parçası olmak için neler yapabileceğiniz hakkında çok şey anlatıyor. Eğer ayağa kalkarsak ve bu dünyayı iyiliğin, umudun ve mutluluğun olduğu bir yer haline getirmek için ne gerekiyorsa yaparsak, gelecek parlak ve güzel olacaktır.

arasında -

Kaynaklar / Bağlantılar: https://stopworldcontrol.com/israel/